Denize girmeye veya seyretmeye gidildiğinde görülen kirlilik herkesi rahatsız etmektedir. Denizin üzerinde ve içinde her türlü plastik, çöp ve sanayi atıklarını görmek maalesef ki mümkün. Deniz kirliliği, sadece insanların attıkları plastik veya çöplerden kaynaklanmaz. Tarımsal ve endüstriyel bazı problemler de denizlerdeki kirliliğe neden olur. Deniz kirliliğini şöyle tanımlayabiliriz; partiküllerin, kimyasalların, evrensel atıkların, tarım ve sanayiden kaynaklanan pisliklerin denizlere girmesi, istilacı türlerin yaygınlaşmasıdır.
Denizlerde yaşanan kirliliğin kaynağında insan ve karasal etkenler vardır. Tarımsal yüzeysel akış, rüzgarın tozları ve atıkları yayması neticesinde gerçekleşir. Besin maddesi kirliliği, su kirliliğinin bir çeşididir. Denizlere aşırı derecede besin maddesi bırakılması da kirliliğe neden olur. Suya atılan besin maddeler yosun üremesinin artmasına neden olarak kirliliği tetikler. Denizlerin kirliliği uzun yıllara dayanır. Kirliliği önlemek adına uluslararası sözleşmeler 20.yüzyılda yürürlüğe girmiştir.
1950’li yıllardan başlayarak Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi konferanslarında deniz kirliliği konuşulmaya ve tartışılmaya başlamıştır. Bilim adamlarının bazıları okyanusların çok büyük ve derin olmasından dolayı çöpleri seyrettiğine inanmaktadır. Okyanusların seyreltme özelliğinin kirliliği zararsız boyutlara çekebileceğini düşündürmektedir. Deniz kirliliğinin temel nedenleri arasında;
Denizlerde meydana gelen kirlilik sadece görüntü olarak rahatsız etmez. Aynı zamanda deniz ekosistemine zarar verir, insan sağlığını bozacak etkileri bulunur, denizlerdeki faaliyetleri engeller, denizin kaliteli kullanımına zarar verir. Denizin değerini azaltan her türlü madde ve enerjinin suya doğrudan ve dolaylı olarak bırakılması kirliliğe nedendir.
İnsanların kaliteli yaşamasına, ekolojik sistemin bozulmasına ve denizdeki canlılara zarar veren deniz kirliliği ülkemizin denizlerinde farklı nedenlerden meydana gelir. Ülkemizin denizlerindeki kirliliğin nedenleri şöyledir:
Deniz kirliliğini önlemek için bazı tedbirler alınabilir. Uzaklaştırma ve arıtma tesislerinin kurulması ile başlanabilir. Kurulan arıtma ve uzaklaştırma tesisleri, kanalizasyonlardaki ve akarsulardaki atıkları arındırır. Böylece sular temiz bir şekilde denize bırakılır. Sanayileşmenin yoğun olduğu yerlerde ise atık sular direkt denize bırakılmamalıdır. Arıtma tesislerinde arıtılarak temizlenmeli, bırakılması gerekiyorsa arıtma yapıldıktan sonra denize bırakılmalıdır. Poşetlerin ve çöplerin denize atılmaması adına yeni projeler geliştirilmelidir.
Çöpten kastımız sadece insanların ferdi olarak attıkları değil. Büyük yük gemilerinin ve deniz vasıtalarının bıraktıkları çöpler de çöp kavramının içindedir. Gemiler denizlere çöp attığında ağır cezalar verilip önü kesilmelidir. Deniz kenarlarında ve sahillerde çöp toplama etkinlikleri düzenlenebilir. Ayrıca küçük yaştan itibaren insanlar deniz kirliliği konusunda bilinçlendirilmeli. Bilinçlendirme kirliliğin önüne geçme adına çok değerlidir. İnsanlardan denizleri kirletenlerin olması durumunda cezaların söz konusu olması da caydırıcı bir etken olabilir.