Çevre Kirliliğinin Nedenleri

Çevre Kirliliğinin Nedenleri :

Gelişen teknoloji ve endüstrileşme sonucu, fabrikalardan, otomobil, uçak, gemi gibi çeşitli araçlardan ve en önemlisi insani faaliyetler sonucu katı atıklar, hava kirliliği, gürültü ve ışık kirliliği gibi kirleticiler oluşmaktadır. Bu kirleticilerin havada suda ve toprakta birikerek çevre ve insan sağlığını tehdit eder duruma gelmesine çevre kirliliği diyebiliriz.

İnsan nüfusunun ve ihtiyaçların her geçen gün arttığı dünyamızda bu ihtiyaçların giderilmesi için yeni teknolojiler ve üretim yöntemleri ile yeni atık türleri de meydana gelmektedir. Bu tarz yeni kirletici kaynakları üretim sırasında tüketilen doğal kaynaklarımız yanında üretim sonrası oluşan atıklar ile de doğal ekosisteme zarar vermektedir.

Çevre kirliliği kısaca, nüfusun hızlı bir şekilde artması sonucu alt yapı ihtiyaçları karşılanmamış çarpık kentleşme ile burada yaşayan insanlardan kaynaklı atıkların, gerek kentsel gerek endüstriyel atık suların alıcı ortama (deniz, göl ve ırmaklara) kontrolsüz bir şekilde deşarj edilmesi olarak tanımlanabilir. Tabi ki bu hızlı nüfus artışına yetecek miktarda tarımsal ürün yada diğer ihtiyaçların karşılanması sırasında doğal kaynak tüketimi de kontrolsüz olarak kullanabildiğinden buda çevresel bir risk unsuru olarak karşımıza çıkmaktadır.

İnsan doğa ile bir denge içinde yaşayabilir, çevre kirliliğine neden olan asıl problem bu dengenin insanoğlu tarafından doğa aleyhine bozulması durumudur. Nüfus artışı tüketim alışkanlıkları, planlı kentleşme ve bunlara bağlı olarak iyi bir atık yönetimi ile çevre kirliliği kontrol altına alınabilir. Tabi ki bununda bir bedeli vardır, nasıl ki doğadan elde ettiğimiz suları içebilmek için arıtmamız gerekiyor ise kullandığımız suyu tekrar doğaya bırakmadan onu da tekrar arıtmamız gerekiyor, buda maliyet gerektiren bir durum olarak karşımıza çıkıyor.

Son yıllarda yapılan çalışmalar Dünyadaki mevcut çevre kirliliğinin % 50‘sinin, son 35 yılda meydana geldiğini ortaya koymaktadır. Hızlı nüfus artışı, çevre sorunlarına önemli bir kaynak teşkil etmektedir. Türkiye, OECD ülkeleri arasında en yüksek nüfus artış oranına sahip ülkedir.

Birleşmiş Milletlerin yaptığı nüfus tahminlerine göre, Türkiye nüfusunun 2025 yılında 92 milyona yükselmesi beklenmektedir. Bu durum ülkemizin bugün olduğu kadar, gelecekte de çevre sorunları ile karşılaşacağının bir göstergesidir.

Çevre Kirliliğinin Nedenleri
Çevre Kirliliğinin Nedenleri

Genel Olarak Çevre Kirliğinin Nedenlerini Sıralayacak Olursak:

Köylerden Kentlere Kontrolsüz Göç,

Çarpık Kentleşme ve Yetersiz Altyapı İmkanları,

Kişi başına doğal kaynak tüketim miktarındaki artış(enerji, su, kağıt, kömür vb.)

Ormanların endüstriyel tahribi, yangınlar ve toprak erozyon,

Aşırı otlatma ve doğal bitki örtüsünün tahribi,

Isınmadan kaynaklanan (özellikle kalitesiz kömür kullanımı, kötü yakma) hava kirliliği,

Motorlu araçlar ve deniz araçları,

Maden, kireç, taş ve kum ocakları,

Gübre ve zirai mücadele ilaçları,

Atmosferik olaylar ve doğal afetler,

Kentsel ve Endüstriyel atık suların  arıtılmadan alıcı ortamlara verilmesi,

Kentsel Katı atıklar ve çöpler,

Sulak alanların ve göllerin kurutulması,

Arazilerin yanlış kullanımı (Ranta dayalı imar uygulamaları),

Kaçak avlanma,

Televizyon, bilgisayar ve röntgen; tomografi vb; tıbbi cihazların yaygınlaşması ile meydana gelen radyasyon,

Endüstriyel ve kentsel gürültü kirliliği.

Çevre Kirliliğini Önleme Yöntemleri Nelerdir?

Öncelikle çevre kirliliğinin oluşmasına müsaade etmemek çevre kirliliğini önleme yöntemleri arasında en öncelikli olanıdır.  Ayrıca güncel çevre mevzuatına ve Çevre Kanununa göre çevreyi kirletmek suç dur. Bu konuda kişisel olarak alabileceğimiz önlemlerden bazıları aşağıda sıralanmıştır.

1-Çevreye atıklar gelişi güzel atılmamalıdır, öncelikle evlerimizde oluşan atıkları çöp konteynerlerine bırakmalıyız.

2-Piknik ve günü birlik gezilerimizde ürettiğimiz atıkları kesinlikle doğal ortama terk etmemeliyiz. Atıklarımızı güzelce toplayarak bir poşete koymalı ve bize en yakın çöp toplama noktasına bırakmalıyız.

3-Gereksiz ilaçlamalar dan kaçınmalıyız.

4-Akarsu ve göl kenarlarına kanunda belirtilen sınırlardan yakına yerleşim yeri yapmamalıyız.

5-Evlerimizde gereksiz su ve enerji kullanmamaya özen göstermeliyiz.

6-Evlerimizde oluşan ambalaj atıklarını çöplerden ayrı toplamalı ve belediyemizin ambalaj atığı sistemine vermeliyiz. Unutmayalım ki her belediye ambalaj atıklarını ayrı toplamakla yükümlüdür.

7-Evlerde oluşan kızartma yağlarını lavabolara dökmemeliyiz. Bu atık yağlar diğer atıklardan ayrı olarak biriktirilmeli ve belediyenin atık yağ toplama sistemine verilmelidir. Unutmayın her bir kilo atık yağ bir milyon litre suyu kirletir.

8-Evlerimizde artık kullanmadığımız ve atık duruma gelmiş elektrikli ve elektronik atıklarında çöplerden ayrı olarak toplanmasına özen göstermeliyiz ve bu atıkları da belediye toplama sitemi ayrı olarak vermeliyiz.

9-Atık pillerimiz de doğa için ciddi tehlike oluşturduğundan pil, cep telefonu bataryaları ve araba aküleri gibi pil  tarzı maddelerde ayrı toplanmalı piller Türkiye Taşını Pil Üreticileri Derneğine belediye kanalı ile ulaştırmalıyız.

Bizler daha fazla konuda çevremize duyarlı olarak hatta diğer arkadaşlarımıza örnek olarak çevrenin kirlenmesini bir nebzede olsa önleyebiliriz.

Sizlerde bu yazının altına çevre kirliliğini önlemek için daha başka neler yapabileceğimizi yorum şeklinde yazarsanız hem yazımızın eksik kısımları sayanizde tamamlanmış olur hemde okurlarımız için yeni fikir ve düşüncelerin yolunu açmış olursunuz.

 

xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

Teknolojinin hızlı gelişmesine paralel, çevre kirliliğinde de artış meydana gelmektedir. Bu durumun başlıca nedenlerinden üretilen tüketim mallarındaki çeşitlerin ve üretim sayılarının artması dır. Hayatımızı kolaylaştıran teknoloji aynı zamanda da sağlığımızı tehdit etmektedir. Örneğin taşıtların çoğalması hava kirliliğinin artmasına neden olurken, hızlı nüfus artışı ve teknolojik gelişmeler doğal kaynakların aşırı tüketimini beraberinde getirmiştir.
Kirlilik Çeşitleri
Su Kirlenmesi, Su Kirliliği
Canlıların yaşamlarını devam ettirebilmeleri için gerekli olan su, çevre kirliliğinden çok fazla etkilenmektedir. Fabrika atıkları, evlerde kullanılan deterjanlar, zirai ilaçlar, gübreler, deniz taşıtlarından çıkan mazot, yanmış yağ ve katranlar suların kirlenmesine sebep olmaktadır.
Sulardaki kirletici maddeler hem insan sağlığını tehdit etmekte hem de sularda yaşayan canlıları olumsuz etkilemektedir. Örneğin içerisinde fosfor bulunan deterjanlı sular göllere karıştığında, göllerdeki bazı bitkilerin ve su yorunlarının aşırı büyümesine neden olur. Aşırı bir şekilde büyüyen bu bitkiler sudaki oksijeni tüketmekte ve bunun sonucunda göldeki balık sayısı azalmaktadır. Sulardaki kirletici maddeler çeşitli hastalıklara sebep olmaktadır. Bunlardan;
Fenol Türevleri: Böbrek yetmezliği, boğazda yanma, mide kanaması, beyinde ve dolaşım sisteminde bozukluk, mide krampları ve solunum durmasına yol açar.
Kurşun: Böbrek, beyin, karaciğer, mide, bağırsak sistemi ile kemik iliği hastalıklarına sebep olur.
Amonyak: Boğaz, yemek borusu ve bağırsak sisteminde tahrişler, bulantı, kusma, mide ağrılarına sebep olur.

Toprak Kirlenmesi, Toprak Kirliliği

Toprağın kirlenmesine neden olan kaynaklar çok çeşitlidir. Toprağa verilen mineral gübreler, zirai mücadele için kullanılar ilaçlar, endüstri atıkları, nükleer santrallerden gelen sızıntılar, sönmemiş kireç, endüstri, ulaşım, ısınma faaliyetlerisonucunda havaya karışan gazlar sebebiyle oluşan asit yağmurları toprağın kirlenmesine sebep olmaktadır.
Toprak kirlenmesi canlıların yaşamsal fonksiyonlarını tehlikeye sokar. Topraktaki zararlı maddeler bitkilere, bitkilerden de onlarla beslenen canlılara geçerek solunum ve beslenme bozukluklarına yol açar.

Hava Kirlenmesi, Hava Kirliliği,

Hava, su gibi kendi kendini yenileyebilme özelliğine sahiptir. Belirli miktardaki zehirlenmeler zamanla yol olabilir. Volkanik patlamalar, orman yangınları gibi sebeplerle oluşan hava kirliliği kısa sürede temizlenebilmektedir. Ancak sanayinin gelişmesiyle havayı kirleten maddeler artmış ve hava kendi kendini yenileyemeyecek duruma gelmiştir.
Sanayileşme, konutların ısıtılmasında kullanılan yakıtlar, motorlu taşıtlardan çıkan gazlar hava kirliliğinin başlıca sebepleridir. Havadaki tozlar akciğer aracılığı ile kan dolaşımına katılır, bazıları da akciğerde kalarak solunum güçlüklerine sebep olmaktadır. Havada toz halinde bulunan toz parçacıkları sindirim bozuklukları ve böbrek hastalıkları oluşturmaktadır. Havada gaz halinde bulunan kirleticiler (kükürtdioksit, karbonlu hidrojen gibi) ise kanser riskini artırmaktadır. Dünyada sanayi tesislerinin ve trafiğin yoğun olduğu şehirlerde o şehirlere has hava kirliliği ortaya çıkmıştır.
Londra Tipi Hava Kirlenmesi
Evlerde, sanayi tesislerinde, motorlu taşıtlarda ve enerji santrallerinde petrol ve kömür gibi yakıtların kullanımı sonucu ortaya çıkan gazların meydana getirdiği dumanın sisle karışması sonucunda oluşan hava kirliliğine Londra tipi hava kirlenmesi denir.
1952 yılında Londra’da bacalardan çıkan kükürtdioksit, sis ve duman karışarak şehrin üzerini kaplamış, iki hafta gibi bir sürede 4000 kişinin hayatını yitirmesine sebep olmuştur. Ülkemizde de sanayi faaliyetlerinin yoğun olduğu İstanbul, İzmir ve Bursa’da bu tip hava kirliliğine rastlanmaktadır.
Bu tip hava kirliliği cilt ve gözlerde tahrişe, bronşit gibi hastalıklara yol açmaktadır. Ayrıca metallerin paslanmasına, renk değiştirmesine, betonların kalkmasına, boyaların, kiremitlerin, kalkerlerin bozulmasına, toprağın asitlenerek verimsizleşmesine yol açmaktadır.
Los Angeles Tipi Hava Kirlenmesi
Los Angeles tipi hava kirlenmesi motorlu taşıtların çıkardığı gazların (karbonmonoksit, hidrokarbon, azotoksit, sülfüroksit ve katkı maddeleri) güneş ışınlarının etkisiyle karbondioksite dönüşmesidir. Los Angeles çevresi dağlarla çevrili okyanus kıyısında bulunan bir kenttir. Taşıtların çıkardığı gazlar okyanustan gelen rüzgarların etkisiyle kentin üzerinde yoğunlaşır. Gözlerde tahriş, bronşit, astım, amfizem gibi hastalıklara sebep olur, solunum ve dolaşım sistemini etkiler. Ülkemizde taşıt sayısının fazla olduğu İstanbul’da bu tip hava kirliliğine zaman zaman rastlanmaktadır.

Radyoaktif Kirlenme, Radyoaktif Kirliliği

Radyoaktif maddelerin hava, su ve toprağa karışmasına radyoaktif kirlenme denir. Radyoaktif maddelerin çevreye yaydığı zararlı ışınlara ve parçacıklara radyasyon denir. Nükeer enerji santralleri, x ışını makineleri, nükleer silah ve bombalar radyasyon kaynaklarıdır. Radyoaktif maddelerin yaymış olduğu elektronlar toprağa, havaya, suya, bitkilere, bitkilerden besin zinciri ile insan ve hayvanlara çok hızlı bir şekilde geçerek canlı hücrelerdeki elektron dengesini bozar, bunun sonucunda hücreler normal işlevini yerine getiremezler. Radyasyon tehlikesi çok uzun yıllar sonra da etkisini göstermektedir.
26 Nisan 1986′da Ukrayna’daki Çernobil Nükleer Santrali’nde meydana gelen patlamada birçok radyoaktif madde geniş alanlara yayılmıştır. Bu kazadan etkilenen Almanya’nın Miesbach bölgesinde otlaklarla beslenen ineklere ait her 10 buzağıdan birinin ölü ve sakat doğduğu görülmüştür. Bu patlamanın etkisi Türkiye’ye kadar ulaşmıştır.
1945 yılında ABD’nin Japonya’ya attığı atom bombası sonucunda Hiroşima ve Nagazaki şehirlerinde tarihin en büyük felaketlerinden birisi yaşanmıştır. Aradan 60 yıldan fazla süre geçmesine rağmen felaketin etkileri az da olsa devam etmektedir.

Besin Kirlenmesi, Besin Kirliliği

Hava, su ve toprak kirlenmesi, tarım ilaçlarının kullanılması, daha sonra tüketilmek için hazırlanan yiyeceklerin yapımı ve saklanması sırasında gerekli koşulların sağlanamamasından dolayı yiyeceklerin bozulması besin kirlenmesinin nedenlerindendir.
Kirlenmiş olan besin maddelerinin tüketilmesi çeşitli hastalıklara hatta ölümlere neden olabilmektedir.

Ses (Gürültü) Kirliliği, Gürültü Kirliliği

Hoşa gitmeyen, insanın işitme sağlığını ve algılamasını olumsuz etkileyen, fizyolojik ve psikolojik denge bozulmalarına yol açabilen, çalışma verimini düşüren ve karmaşık seslere gürültü veya ses kirliliği denir.
Hızlı nüfus artışı, yaşam düzeyinin iyileşmesi ile teknoloji ürünlerinin kullanımının artması, sanayinin gelişmesi, yoğun trafik, çocuk parkları, eğlence yerleri, spor alanları, yağmur, şimşek ve rüzgar gibi atmosferik olaylar gürültü kirliliğine sebep olmaktadır.
Gürültü insanlarda fiziksel, psikolojik ve fizyolojik rahatsızlıklar oluşturmaktadır. Örneğin, 50 – 90 desibel arasındaki ses; uykusuzluk, öfke, yorgunluk ve baş ağrısına neden olmaktadır. 130 desibelin üzerindeki ses; kulak zarı patlamasına neden olmaktadır.
Gürültü kirliliğine karşı;
Fabrikalar, sanayi kuruluşları, binalar yapılırken ses geçirmeyen izolasyon maddeleri kullanılmalı.
Yük taşıyan araçlar yerleşim yerleri dışından geçirilmeli.
Gürültü kaynakları ile konutlar arasında boş alanlar bırakılıp, bu alanlar ağaçlandırılmalı.
Otoyolların kenarları ağaçlandırılmalı.
Gürültülü uyarılar yerine görsel uyarılar yaygınlaştırılmalı.
Halkı gürültü kirliliği konusunda bilinçlendirmeli.

Çevre Kirliliği Videoları

xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

Çevre kirliliği son yıllarda dünya gündemini ciddi manada işgal etmektedir. Bunun başlıca nedenlerinden biri artan insan nüfusu ve tüketim alışkanlıklarındaki değişimdir. Bu nedenle çevre kirliliğinin nedenlerini bilmek önemlidir.

İnsan kaynaklı olsun yada olmasın ekolojik sistemi bozan her türlü oluşum ya da etki çevre kirliliği olarak tanımlanabilir.

Çevre kirliliği sadece kirliliğin meydane geldiği ya da oluştuğu yerdeki yaşamı tehdist etmez, dünyanın her kösesinde ki canlı hayatını tehdit edebilir. Bu durumun nedeni kirleticilerin taşınımı olayıdır. Kirleticiler akarsularla, yeraltı suları ile, rüzgarlar ile taşınabilir.

Çevre kirlilğini birkaç cümle ile açıklamamız gerekirse; sadece canlılar üzerinde değil cansız varlıklar üzerinde de olumsuz etki yapabilme kapasitesine sahip hava, su ve toprak aracılığı tasınabilen bir yapıya sahip olduğunu söyleyebiliriz.

Çevre kirliliği günümüzde tüm ulusların ortak problemidir. Ayrıca çevre kirliliği her bireyin hayatına etki ettiği için genel olarak tüm insalığın da ortak sorunudur.

Günümüz dahil son birkaç yüz yıldır yaşanan teknolojik gelişmeler nedeni ile endüstrileşmede hızlı bir şekilde artış göstermiştir. Bu artış insanların köylerden kentlere yerleşmesine ve endüstri tesilerinde çalımalarına neden olmuştur. Son zamanlarda yaşanan bu göç nedeni ile şehirlerde çarpık kentleşme ve yetersiz alt yapı nedni ile çevre kirlilikleri had safalara ulaşmıştır. Gelişmiş ülkeler bu problemleri yüksek bütçeli alt yapı yarımları ile çözmüş durumdadır. Gelişmekte olan ülkelerde bu sorunla yüzleşmiş ve belirli bir plan dahilinde mücadelelerini sürdürmektedirler. Gelimemiş ülkelerde ise endüstrileşmeden kaynaklı çevre kirliliği daha ciddi boyutlardadır.

Çevre kirliliği çeşitli kategorlere ayrılabilir. Örnek olarak toprak kirliliği, su kirliliği, yeraltı suyu kirliliği, hava kirliliği, gürültü kirliliği ve radyoaktif kirlilik verilebilir.

Genel Olarak Çevre Kirliliğinin Nedenleri Nelerdir?

Hızlı bir şekilde artan Dünya nüfusu ve buna istinaden artan tüketim taleplerini karşılamak, daha fazla kaynak tüketimi ve bu kaynak tüketimi ardından oluşan daha fazla atık anlamına gelmektedir.

Özellikle kentlerde hayatı kolaylaştırmak adına gerçekleştirilen projeler kimi zaman direk çevre kirliliğine neden olmaktadır. Bazı projeler direk kirliliğe neden olmasada uzun vadede doğal kaynak kullanımı sonucu dengenin bozulmasına neden olmaktadır.

Genel Olarak Çevre Kirliliğinin Nedenleri:

– Konutlarda, ofis ve iş yerleri ve araçlarda akaryakıt, kalitesiz kömür gibi karbon salınımı yüksek fosil kaynaklı yakıtların bilinçsiz bir şekilde gereğinden fazla kullanılması,
– Endüstriyel yada evsel nitelikli atıkların çevreye bilinçsiz bir şekilde bıraılması,
– Savaşlarda yada saldırılarda kullanılan, nükleer, kimyasal ve biyolojik silahlar,
– Orman kesilerek ağaş sayısının giderek azaltılması, orman yangınları, aşırı, bilinçsiz ve zamansız avlanmalar,
– Pestisitler, herbesitler gibi tarım ilaçları, böcek öldürücüler, soğutucu ve spreylerde bilinçsiz ve gereksizce zararlı gazların itici oalrak kullanılması,
– Nükleer silahlar, nükleer reaktörler ve nükleer denemeler gibi faaliyetlerin sonucu radyasyonun kontrolsüz bir şekilde yayılması.

Yorumlar
5

Hakkı Şenel
Nisan 4, 2018

Çevre Kirliliği hakkinda çok güzel bir yazı, yazarı tebrik ediyorum.

Serkan Gün
Nisan 12, 2018

Çevre kirliliği konusunda Başarılı bir yazi, devamını bekliyoruz.

Osman Tezel
Nisan 12, 2018

Çevre kirliliği hakkında daha detaylı bir yazi yazarsanız sevinirim.

[…] Çevre Kirliliğinin Nedenleri adlı yazımıza göz atmak ister misiniz? […]

Hakkı Canik
Eylül 18, 2018

Çevre Kirliliği önemli bir konu. Bu konuya detaylı bir şekilde yer verdiğiniz için sağ olun.

Yorum Yap

Bilgilendirme e-postası almak için eposta listesine üye olun!

© 2022 Çevre Portal, Çevre İş ve Sosyal Ağı