Çevre Haberleri
Çevre Sorunları Nelerdir?
Çevre Sorunları Nelerdir başlıklı yazımızı, sizleri bu konuda aydınlatmak için Çevre Mühendisleri tarafından hazırlanmıştır.
Çarpık kentleşme, sürekli olarak artan nüfusa paralel tüketim hızındaki artış ve tüketim alışkanlıklarının değişmesi, savaşlar, pestisit ve insektisit gibi zirai ilaçlar, aşırı kimyasal gübre kullanımı gibi nedenlerden dolayı çevre kirliliği artarak çeşitli çevre sorunlarına neden olmaktadır.
Bu çevresel sorunların sonucu olarak hava kirliliği, toprak kirliliği, su kirliliği ve gürültü kirliliği gibi çeşitli kirlilik dalları dünyamızı tehdit eder duruma gelmiştir. Çevre sorunları giderek insanların hayatlarını etkiler düzeye geldikçe daha önem kazanmış ve çevre sorunları araştırılmaya başlanmıştır. Ülkemizde bile Üniversitelerde Çevre Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezleri kurulmuştur.
Doğal hayatın dengesinin bozulması ekosistemin tahrip olması genel olarak insan yerleşiminin ya da sanayi tesislerin bulunduğu bölgelerde daha sık görülmektedir. Bozulan doğal denge canlı cansız tüm varlıkları tehdit etmektedir. İnsanlar kendi rahatlarını sağlamak ve tüketim sektöründe girdi ve ham madde olarak kullandıkları maddeleri sağlamak için doğayı tahrip ederken, tüketim sonrası oluşan atıkları da tekrar doğaya göndererek tahribatı sürdürmektedirler.
Ülkemizin Çevre Sorunlarına Değinecek Olursak,
Literatür taramaları bize, çevresel bozulmaların ve kirliliklerin yarısından fazlasının son 35 yılda gerçekleştiğini göstermektedir. Çevresel sorunları oluşturan en önemli etken insanoğlu olduğu için, Dünyamızı tehdit eden en büyük sorunun kaynağı da hızlı nüfus artışıdır. OECD ülkeleri içerisinde en yüksek nüfus artış oranına sahip ülkelerin başında Türkiye gelmektedir. BM’in yakın zaman önce yapmış olduğu nüfus projeksiyonuna göre ülkemizin nüfusu 2025 yılı itibari ile 92 milyonu aşması beklenmektedir. Bu durumda ülkemizde çevresel sorunların giderek artacağı öngörülmektedir. Bu nedenle de gerekli çevresel tedbirlerin şimdiden alınma gerekmektedir.
Çevre sorunlarından en önemlisi hızlı nüfus artışı, göç ile plansız kentleşme sorununu oluşturmaktadır. Artan nüfus artışı ve plansız kentleşme ile oluşturulan yaşam alanları çevresel altyapı eksiklikleri (atık merkezleri, depolama alanları, atıksu toplama sitemleri, bertaraf sistemleri) kısa vadede çevresel sorunlar oluşturmaktadır. Birinin etkisi ile diğerini ortaya çıkaran çevre sorunlarıdır.
Kısaca Çevre Sorunları Nelerdir
Çevre sorunlarının temeli olarak nitelediğimiz hızlı nüfus artışı temel ve ortak bir gereksinim olan barınma ve konut sorununa neden olmakta ve bu sorunda yerel yönetimler tarafından çözülmediğinde gecekondulaşma ve plansız kentleşme ile son bulmaktadır.
Ayrıca bu plansız kentleşme ile alt yapı eksiklikleri dar yollar nedeni ile katı atıkların toplanamaması ve depolanamaması gibi sorunları da beraberinde getirmektedir. Ayrıca bu plansız kentleşmenin çevresel sorunların yanında toplumsal sorunlara da nende olmaktadır. Yerel yönetimlere gerek maddi kısıtlar gerekse teknik imkansızlıklar nendi ile çevresel sorunlara çözüm üretme noktasında yeterli olamamışlardır. Bunun başlıca nedeni is alt yapıya harcanacak paranın gözle görülmemesi ve seçimlerde propaganda malzemesi olarak somut bir karşılığının olmamasından dolayı sürekli ertelenmiştir.
Çarpık kentleşmenin doğal bir sonucu olarak plansız endüstrileşme ortaya çıkmıştır. Çevre sorunları içinde yeterli alt yapısı ve organizasyonu oluşturulmamış endüstri ve sanayi alanları önemli çevre kirliliklerinin yaşanmasına neden olmaktadır. Bu alanlardan çıkan atıkların düzenli bertaraf edilmemesi ve denetimin düzenli yapılmaması sorunların her geçen gün büyümesine ve çözümsüzlüğe sürüklenmesine neden olmaktadır. Ülkemizde özellikle büyük kentlerde kalitesiz yakıt kullanımından dolayı hava kirliliği büyük boyutlara ulaşmıştır. Bu büyük kentlerde katı yakıt denetimi her ne kadar sıklıkla yapılsa da, başta sosyal yardım amaçlı dağıtılan kömürlerin ilgili standartları sağlayıp sağlamadı halen tartışılmaktadır.
Son yıllarda doğal gaz kullanımın yaygınlaşması ile hava kirliliğinde azalmalar görülmeye başlanması da olumlu gelişmeler arasında sayılabilir. Özellikle sanayi üretimin gelişmesi ile de endüstriyel kaynaklı hava kirliliği gözle görülür bir şekilde artmaktadır. Düzenli çöp depo alanlarının zamanında oluşturulmamış olması ve arıtma tesislerinin zamanında kurulmamış olması çevre sorunlarının artmasına neden olmuştur. Düzenli ve her türlü alt yapı sistemine sahip organize sanayi bölgelerinin oluşturulmamış olması çevre sorunlarında sanayi payının büyük olmasına neden olmuştur. Tarım alanlarında düzensiz ve fazla zirai ilaç kullanımı toprak kirliliği sorunlarının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Toprak kirliliği de bir çevre sorunu olarak ele alınmaktadır.
Çevre Sorunlarının Çözüm Yolları
Atıkların kaynakta ayrıştırılması ve geri dönüşümün yaygınlaştırılması söz konusu çevre kirliliği oluşturan plâstik maddeler, cam ürünleri ve metalik maddeler gibi katı atıkların bertaraf edilmesinde sorunların yaşanmasına engel olacaktır.
Küresel ısınmayı önlemek için karbon salınımlarının sınırlandırılmasının büyük önem arz ettiği bir dönemde, 2006 yılı CO2 salım değerleri kıyaslandığında, Türkiye toplam salım sıralamasında AB ülkeleri arasında 7’nci sırada yer alırken, kişi başı salım sıralamasında sondan bir önceki sıraya konumlanmaktadır, Avrupa Birliği ülkeleriyle karşılaştırıldığında yıllık 215,9 milyon tonla yedinci sırada, Sanayi sektörü salınımlarında ise ilk sırada yer almaktadır. Türkiye`de üretilen tehlikeli atık miktarı belirsiz ve sanayide üretilen ve kullanılan kimyasallar ve ortaya çıkan atıkların niteliği ile ilgili hiçbir envanter çalışması bulunmamaktadır. Ancak son yılarda yapılan çalışmalarla envanter kayıtları oluşturulmaya başlanmıştır. Su kaynakları giderek azalmakta olup, 20 yıl önce kişi başına 4 bin metreküp su düşerken, bugün 1400 metreküp su düşmektedir. Türkiye “su yoksulu” ülkeler arasında yer almaya başlamıştır.
Ülkemizin biyoçeşitliliği, farklı nedenlerle toprağın bozulması ve doğal kaynakların yok olmaya başlaması yüzünden tehdit altındadır. Korunan alanın tüm alanlara oranı sadece %1 oranındadır. Erozyon sonucunda yılda 500 milyon ton verimli toprak kaybedilmektedir. Her yıl yaklaşık 80-100 bin dönüm orman yanarak, 5-7 bin dönüm orman ise tarla açma ve yerleşme sebebiyle yok olmaktadır.
Çevre Sorunlarının Çözümüne Dair Alınması Gereken Acil Önlemler:
-Çevre Denetim ve Yönetim Sistemlerinin etkin bir şekilde bir an önce sistematik olarak kurulması gerekmektedir.
-Çevre konusunda gelecek nesillerin eğitimi, Milli Eğitim Bakanlı ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı arasında yapılacak olan protokol ile bir çerçeve içerisinde belirlenerek bir an önce başlamalıdır.
-Çevresel sorunların tespiti ve çözümünde sivil toplum örgütleri ile iletişime geçilmeli ve ortak çözümler aranmalı, Kamu ve Sivil Toplum birlikteliği sağlanmalıdır.
– Plansız ve çarpık kentleşmenin önüne geçmek için şehir planları ve imar planları sistematik olarak çevresel değerler göz önünde bulundurularak gerçekleştirilmelidir.
– Şehir içerisindeki yeşil alanlar ve ormanlar artırılmalı, şehirlerin nefes alması sağlanmalıdır.
– Sanayi tesisleri düzenli ve organize bir şekilde planlanarak, kesinlikle şehirlerden uzakta teşkil edilmelidir.
-Entegre atık yönetimi stratejisi geliştirilmeli, atıklar minimize edilmeli ya da kaynağında ayrıştırılması sağlanmalı,
-Enerji üretiminde yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapılmalı ve fosil yakıt kullanımında ise kaliteli yakıt tercih edilmelidir,
-Çevre sorunlarının önüne geçilebilmesi adına çıkartılan yasal düzenlemelerin sıkı bir şekilde takip edilmesi gerekmektedir. Yetki karmaşasına mahal vermeden tüm kurumların yetki ve sorumlulukları belirlenmeli, yetki ve sorumluluklarını yerine getirmeyen kurum kuruluş ve işletmelere gerekli idari yada adli yaptırımların uygulanması sağlanmalı,
-Çevre ve Şehircilik Bakanlığının teknik kadrosu güçlendirilerek daha etkin proje bazlı uygulamaya dönük çalışmalar yapması sağlanmalıdır,
-Yerel yönetimlerin (belediyeler ve il özel idareleri) asli görevleri çevre sorunlarının tespit edilmesi ve çözümlenmesi olmalıdır.
-Çevre konusunda yapılacak yatırımlar için teşvik uygulamaları, faizsiz krediler, personel ve enerji desteklemeleri başlatılmalıdır.
-Çevre sorunlarının yarattığı etkilerin izlenebilmesi ve doğru değerlendirilebilmesi için veri tabanlarının oluşturulması ve bu veritabanlarının üniversitelerin erişimine açılması gerekmektedir.
Yorum yapabilmek için kullanıcı girişi yapmış olmalısınız. Kullanıcı Girişi
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.
Çevre Haberleri
Odeabank yeni sürdürülebilirlik stratejisini açıkladı
Odeabank, Yeni Sürdürülebilirlik Stratejisiyle Geleceği Şekillendiriyor
Odeabank, sürdürülebilirlik çalışmalarını güçlendirmek ve Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon hedeflerine katkı sağlamak amacıyla yeni sürdürülebilirlik stratejisini açıkladı. “Güçlendiren ve Dönüştüren Finansman” olarak adlandırılan bu stratejiyle banka, yeşil, teknolojik ve dijital dönüşümü destekleyerek müşterilerine geleceğe yönelik finansman çözümleri sunmayı hedefliyor.
Odeabank Genel Müdürü Mert Öncü, bankanın bu yeni vizyonuyla, müşterilerinin ihtiyaçlarına uygun finansman modelleri sunan ve sürdürülebilir kalkınmaya destek veren bir banka olma yolunda emin adımlarla ilerlediğini vurguladı. Öncü, “Türkiye’nin en genç ve dinamik bankası olarak, finans sektörünün sürdürülebilirlikteki kaldıraç etkisini önemsiyor, yenilikçi stratejimizle bu sorumluluğu ileri bir seviyeye taşıyoruz. Dijital ve yeşil dönüşümü hızlandırırken, müşterilerimize düşük karbon ekonomisine geçişte rehberlik ediyoruz” dedi.
Üç Temel Yaklaşım: İnsan, Finansal Güçlendirme ve Sorumlu Dönüşüm
Odeabank’ın yeni sürdürülebilirlik stratejisi, üç temel yaklaşımla şekilleniyor:
2023 Sürdürülebilirlik Raporu ve Gelecek Vizyonu
Yeni strateji, Odeabank’ın paydaş ve sektör analizleriyle şekillendirildi. 2023 Sürdürülebilirlik Raporu’nda, bankanın bugüne kadar gerçekleştirdiği projeler ve geleceğe yönelik hedefler detaylı bir şekilde yer alıyor. Bu rapor, Küresel Raporlama İnisiyatifi (Global Reporting Initiative – GRI) standartlarına uyumlu olarak hazırlandı.
Odeabank, yeni sürdürülebilirlik stratejisi kapsamında, yeşil finansman projeleri ve çevreye duyarlı girişimlere ağırlık vererek, ülke ekonomisine katkı sağlamayı hedefliyor. Bu adımlarla banka, sürdürülebilir kalkınma yolculuğunda sektöre örnek olmayı amaçlıyor.
Çevre Haberleri
AB, Sıfır Kirlilik Hedefi İçin Yeni Hava Kalitesi Direktifini Kabul Etti
14 Ekim 2024 tarihinde Avrupa Birliği Konseyi, AB genelinde hava kalitesi standartlarını iyileştiren ve sıfır kirlilik hedefini destekleyen yeni Hava Kalitesi Direktifini kabul etti. Bu adım, Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın 2050 yılına kadar sıfır kirliliğe ulaşma hedefine katkıda bulunmayı amaçlıyor. Yeni direktif, hava kirliliğinin neden olduğu erken ölümlerin önlenmesi için hava kalitesi standartlarını güçlendiriyor.
Yeni düzenleme ile AB vatandaşları, hava kalitesi kurallarına uyulmaması durumunda sağlıklarına verilen zararlara karşı tazminat talep etme hakkına sahip olacak. Bu, çevre ve halk sağlığı açısından önemli bir dönüm noktası olarak öne çıkıyor.
Direktif, Avrupa Birliği Resmi Gazetesi’nde yayımlandıktan 20 gün sonra yürürlüğe girecek. Üye devletler, direktifin hükümlerini ulusal mevzuatlarına dahil etmek için 24 ay süreye sahip olacak. Ayrıca, Avrupa Komisyonu, 2030 yılına kadar hava kalitesi standartlarını en son bilimsel veriler ışığında gözden geçirecek ve ardından her beş yılda bir güncelleme yapacak.
Bu yeni direktif, AB’nin daha temiz hava hedeflerini gerçekleştirme yolundaki kararlılığını bir kez daha vurguluyor.
Çevre Haberleri
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “İklim Yasası Yıl Sonuna Kadar Çıkacak”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hazırlıkları uzun süredir devam eden İklim Kanunu’nun 1 Ekim 2024 tarihinde yeni yasama yılının başlaması ile birlikte TBMM Gündemine geleceğine ve yıl bitmeden yasanın yürürlüğe girmesinin hedeflendiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bugün İstanbul’da düzenlenen Türkiye Yatırım Konseyi toplantısında yaptığı konuşmada kanunla sanayide yeşil dönüşüm sürecinin hızlandırılacağını söylerken, karbon ayak izini azaltıcı her türlü yeniliği teşvik ederek sanayi kuruluşlarının dönüşümü desteklemeyi ve rekabet gücünü artırmayı hedeflediklerine vurgu yaptı.
Konuşmasında Orta Vadeli Programda dijital dönüşüm, yeşil ekonomi ve enerji verimliliği konularına özellikle ağırlık verildiğini ve bu alanlardaki yatırımları hızlandırmayı planladıklarını da kaydeden Erdoğan, emisyon ticaret sistemi kurulmasına yönelik çalışmaların da devam ettiği bilgisini verdi.
Recep Tayyip Erdoğan bu alandaki bu strateji ile yüksek katma değerli sürdürülebilir dijital dönüşümü destekleyen yüksek teknolojiye dayalı ve kaliteli istihdam sağlayan yatırımları Türkiye’ye daha fazla çekmek istediklerini belirtirken, bu sayede Türkiye’nin küresel sermaye pastasından aldığı payı 2028 yılı itibariyle %1,5’e çıkarmayı hedeflediklerinin altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan HIT-30 programına da vurgu yaparken, 30 milyar dolar bütçeyle desteklenen bu programla 8 öncelikli alandaki 30’dan fazla yatırım başlığında çok önemli imkanlar sunacaklarını, yarı iletkenlerden mobiliteye, yeşil enerjiden ileri imalata, haberleşme ve uzaydan değer zinciri yatırımlarına kadar birçok sektörün bu programdan faydalanacağını ifade etti.
- İncelemeler8 yıl önce
Çevre Kirliliğinin Nedenleri
- İncelemeler8 yıl önce
Çevre Mühendisi Maaşları -2019
- İncelemeler7 yıl önce
Radyasyonun Zararları Nelerdir?
- Atıksu Arıtımı7 yıl önce
Adsorpsiyon Nedir?
- İncelemeler8 yıl önce
Toprak Kirliliği Nedir?
- Çevre Haberleri7 yıl önce
Çevre Kirliliği ile İlgili Çizilmiş Resimler
- İncelemeler6 yıl önce
Hava Kirliliği Nedir?
- İncelemeler8 yıl önce
Sedimantasyon Nedir?
Geri bildirim: ÇEVRE SORUNLARI – çocuklar inanın
Geri bildirim: ÇEVRE SORUNLARI – çocuklar inanın