İncelemeler
Doğa Temelli Kentsel Çözümler: Temeli Atmak

Gelişmekte olan şehirlerlerin merkezlerine yaşanan göç ile söz konusu yerleşim alnlarındaki insan sayısı her geçen gün artmaktadır. Bu nufur artışı ile kentler üzerindeki baskıda giderek artmaktadır. Bu durum ise şehirlerin giderek daha büyümesine ve daha fazla doğal alanın kentleşme için kullanılmasına neden olması gibi sorunları beraberinde getirmektedir.
Kentsel nufüs artışına paralel olarak şehrin yayılarak büyümesi kaçınılmaz bir sonuç olarak karşımıza çıkmaktadır. Kırsal alanlardan şehir merkezlerine göç eden insanlar yeni yaşam alanları arayışı ileözellikle büyük şehirlerin etrafındaki doğal alanları hızlı bir şekilde yerleşim alanlarına çevirmekte ve bu durum kentlerin çarpık bir şekilde gelişmesine neden olmaktadır. Bu yayılma yeşil alanlar, tarım alanları ve orman alanlarınıda betonlaştırmaya ve bu aolanlardaki doğal ekosistemin yok olmasına ve çevre kirliliğin artmasına nedne olmaktadır.
Son zamanlarda yaşanan bu zorluklar iklim değişikliği ve biyo çeşitliliğin kaybı gibi küresel tehditlerle de birleşmekte ve bunların sosyal, ekonomik ve çevresel etkileri her geçen gün daha da belirginleşmektedir.
Kentsel büyüme sadece çevresel sorunları değil aynı zamanda sosyal ve ekonomik sorunlarıda tetiklemektedir. İklim değişikliği hava sıcaklıklarındaki aşırı değişim, su kaynaklarının azalması ve hava kirliliği gibi çevresel sorunlar, şehirlerdeki yaşam kalitesini olumsuz etkilerken, aynızamanda ekonomik kalkınmayıda engellemektedir. Örneğin aşırı sıcaklıklar veya sel gibi iklim olayları alt yapı üzerinde büyük bir baskı oluşturabilir ve şehirlerin bu tür doğal felaketlerie hazırlıklı olmalarını zorlaştırabilir.
Biyolojik çeşitliliğin kaybı ise şehirlerin doğal ekosistemlerinden faydalanabilme kapasitesini sınırlamakta ve ekosistem hizmetlerinin (temiz hava, su toprak vb.) kaybına yol açmaktadır. Bu kayıpla, toplumun sağlığı ve refahı üzerinde ciddi olumsuz etkiler yaratmaktadır. Bu bağlamda, şehirler bu baskılarla başa çıkabilmek ve sürdürülebilir bir gelecek inşa edebilmek için çevresel, sosyal ve ekonomik stratejiler geliştirmek zorundadır.
Yerel yönetimler, nüfus için sağlıklı bir çevre sağlarken, doğal yaşam alanlarının bozulması ve yok edilmesiyle ilgili sorunları ele almak ve olumsuz etkilerin halihazırda savunmasız olan nüfusları orantısız şekilde etkilememesini sağlamak gibi zorluklarla karşı karşıyadır. Bu zorluklara yönelik geleneksel yaklaşımlar yetersiz kalmakta ve yenilikçi, sürdürülebilir çözümlere olan ihtiyaç her zamankinden daha büyük hale gelmektedir.
Doğayı anlamak, ondan öğrenmek ve doğa ile birlikte çalışmak, bu ve diğer birbiriyle bağlantılı sosyal, ekonomik ve çevresel zorluklarla mücadele etmek için sürdürülebilir bir yol olarak tanınan bir fırsat olarak öne çıkmaktadır (bkz. Şekil 1). ‘Doğa temelli çözümler’ (DtÇ) olarak bilinen bu fikir, doğanın ve sağlıklı ekosistemlerin gücünden yararlanmayı, tüm yerel yönetimlerin kullanabileceği önemli bir araç haline getirmektedir.
Şekil-1 İklim değişikliği, insanlar ve doğa arasındaki etkileşimlerin gösterimi. Kaynak
Kentsel planlamaya uyumlu bir yaklaşım sunan DtÇ, insan sağlığı ve refahı, eğitim, rekreasyon, biyolojik çeşitlilik, gıda güvenliği, doğal ve ekonomik kalkınma, iklim değişikliğine uyum ve risk azaltma, sosyal uyum gibi birçok fayda sağlayabilir.
“Doğa temelli çözümler, büyük ya da küçük tüm yerel yönetimlerin kullanabileceği yenilikçi bir araç olup, bize bölgemizi daha iyi anlamamıza ve topluluklarımızın ihtiyaçlarına yönelik stratejiler uygulamamıza olanak tanıyor… Alajuelita’nın kentsel büyümesi doğal alanlar üzerinde yayılıyor ve DtÇ kavramı, bu sürecin sürdürülebilirliğine daha fazla kriterle yaklaşmamızı sağlıyor. Şehrimizde yenilik kavramını benimserken, mevcut gerçekleri ve önerilen vizyonları da takdir ediyoruz.” – Bay Modesto Alpízar, Kosta Rika’da Alajuelita Belediye Başkanı
Bu ivmeden yararlanın
Bu potansiyel göz önüne alındığında, kentsel yeşil alanların miktarını ve kalitesini artırma, koruma ve yeniden oluşturma konusunda eşi benzeri görülmemiş bir ivme yaşanmaktadır. Bakanlar ve üst düzey devlet temsilcileri, küresel işletmeler ve özel sektör, bilim camiası ve Avrupa Komisyonu, DtÇ (doğa temelli çözümler) için siyasi liderliğin, finansmanın ve uygulamanın güçlendirilmesi çağrısında bulunmuşlardır.
Bu çözümler, Birleşmiş Milletler’in (BM) Küresel Biyoçeşitlilik Çerçevesi, Paris Anlaşması ve “insanlara ve gezegene daha iyi yanıt vermek ve hizmet etmek” amacıyla hazırlanan Ortak Gündem gibi küresel tartışmalarda da giderek daha fazla gündeme getirilmektedir. Ayrıca, Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri bağlamında da öne çıkmaktadır. Buna paralel olarak, Birleşmiş Milletler Çevre Meclisi’nin (UNEA-5) Beşinci Oturumu, 2022 yılında NbS’in çok taraflı olarak kabul edilmiş bir tanımını benimsemiş olup, bu tanım Avrupa Komisyonu ve Uluslararası Doğa Koruma Birliği’nin (IUCN) mevcut ve geniş çapta tanınan tanımlarını tamamlamaktadır.
Kutu 2. UNEA-5’in NbS Tanımı
Doğa temelli çözümler (DtÇ), sosyal, ekonomik ve çevresel zorlukları etkili ve uyumlu bir şekilde ele alırken, aynı zamanda insan refahı, ekosistem hizmetleri, dayanıklılık ve biyolojik çeşitlilik yararları sağlayan doğal veya değiştirilmiş kara, tatlı su, kıyı ve deniz ekosistemlerini koruma, muhafaza etme, restore etme, sürdürülebilir kullanım ve yönetmeye yönelik eylemlerdir. Bu çözümler şu şekilde tanınmaktadır:
- Biyoçeşitlilik Sözleşmesi, Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi ve Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ni (üç “Rio sözleşmesi”) içeren sosyal ve çevresel güvenlik önlemlerine, yerel topluluklar ve yerli halklar için bu tür güvenlik önlemleri dahil olmak üzere saygı göstermelidir;
- Yerel, ulusal ve bölgesel koşullara göre, 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi’ne uygun olarak uygulanmalı ve uyarlanabilir şekilde yönetilebilmelidir;
- Biyolojik çeşitlilik kaybı, iklim değişikliği, toprak bozulması, çölleşme, gıda güvenliği, afet riskleri, kentsel gelişim, su temini, yoksulluğun ortadan kaldırılması, eşitsizlik ve işsizlik gibi büyük sosyal, ekonomik ve çevresel zorlukları etkin ve verimli bir şekilde ele alarak, Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine ulaşmada küresel çabanın önemli bir parçası olarak rol oynamalıdır. Ayrıca, sosyal gelişim, sürdürülebilir ekonomik kalkınma, insan sağlığı ve geniş bir yelpazede ekosistem hizmetleri sağlamada temel rol oynayan eylemler arasında yer almalıdır.
Kaynak: UNEA (2022)
Uygulamada, (yarı) kentsel alanlarda uygulanabilecek çok çeşitli doğa temelli çözümler (DtÇ) bulunmaktadır. Örneğin, UnaLab (2022), farklı türlerde kentsel DtÇ’lerle ilgili yararlı bir genel bakış ve daha ayrıntılı bilgi sunmaktadır. Örnekler arasında, ormanlar ve parklar gibi biyolojik çeşitlilik içeren alanlar yaratmak, nehirlerin yeniden vahşileştirilmesi ve kıyıların veya sulak alanların restorasyonu yer alır.
Ayrıca, gri altyapıyı yeşil alternatiflerle değiştirebilir veya tamamlayabilirler; örneğin, standart asfalt ve çatılar yerine yeşil çatılar, cepheler ve doğal/geçirgen zemin kaplamaları kullanabilirler. Bu yaklaşımlar sel riskini azaltmaya, yağmur suyu yönetimine, ısı adalarına karşı mücadeleye, kirliliği azaltmaya ve rekreasyon alanları sağlamaya yardımcı olabilir.
Şehir genelinde uygulanan DtÇ, nehir ve sulak alan restorasyonu, yeşil sokak ağları, kentsel ormanlar veya ekolojik koridorlar gibi çözümler, biyolojik çeşitlilik açısından önemli faydalar sağlar, ancak daha fazla alan gerektirir. Daha hedefli uygulamalar ise yeşil çatılar, cep parkları veya daha büyük kentsel parklar, özel/topluluk (yağmur) bahçeleri, tutma havuzları, terk edilmiş alanların yeniden doğallaştırılması ve yağmur suyu havuzlarını içerir. (Yarı) kentsel DtÇ örneklerinin ve potansiyel faydalarının basitleştirilmiş bir şekilde gösterimi için Şekil 1’e bakabilirsiniz. Dünyanın dört bir yanından 1000’den fazla gerçek kentsel NbS örneğini keşfetmek isterseniz, etkileşimli Urban Nature Atlas‘ı ziyaret edebilirsiniz.
Kaynaklar:
Burgos, N., Rizzi, D., & Davis, M. (2024). Bridging Continents: Understanding the state-of-play around nature-based solutions in the EU and LAC as a foundation for collaboration. European Commission, Directorate-General for Research and Innovation, Publications Office of the European Union.
Davis, M.; Cuevas, N.B; Gvein, M.H. (2024). Transforming ambition into action to catalyse nature-based solutions: Insights from 250 good practice policy instruments, Nature-Based Solutions, 6, 100171. doi.org/10.1016/j.nbsj.2024.100171
UCLG (2022). Urban Ecosystem Restoration & Nature-based Solutions. Peer Learning Note #31. INTERLACE and Learning UCLG. Available at: learning.uclg.org/wp-content/uploads/2022/10/31_Urban-ecosystem-restoration-and-nature-based-solutions.pdf
UNEA (2022). Resolution 5/5 on Nature-based solutions for supporting sustainable development. UNEP/EA.5/Res.5.
WWF (2021). Urban Nature-based Solutions: Cities Leading the Way. Available at: wwfint.awsassets.panda.org/downloads/exe_wwf_a4_template_sbn_final2.pdf
İncelemeler
Türkiye için IPA III 2023 Eylem Programı Finansman Anlaşması Yürürlüğe Girdi!

Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki iş birliğinin önemli bir adımı olarak IPA III 2023 Yılı Eylem Programı Finansman Anlaşması yürürlüğe girdi. Bu kritik anlaşma, 16 Aralık 2024 tarihli ve 32754 sayılı Mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanarak 17 Aralık 2024 tarihinde resmen uygulamaya kondu.
Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Avrupa Birliği Başkanı Büyükelçi Mehmet Kemal Bozay ve Avrupa Komisyonu adına Güney Komşuluk Bölgesi ve Türkiye Direktörü Francisco Joaquin Gaztelu Mezquiriz tarafından imzalanan anlaşma, Türkiye’nin AB uyum sürecindeki mali desteklerini güçlendirecek.
208,6 Milyon Avro Bütçeyle 6 Ana Sektöre Destek
Toplam 208,6 milyon Avro bütçe ile hazırlanan bu anlaşma kapsamında, Avrupa Komisyonu tarafından Türkiye’ye aktarılacak fonlarla, 2021-2027 yıllarını kapsayan IPA III Programı altında yer alan projeler hayata geçirilecek. Finansman sağlanacak ana sektörler şunlardır:
- Temel Haklar
- Çevre ve İklim Değişikliği
- Sürdürülebilir Ulaşım
- Tarım ve Enerji
- İstihdam, Eğitim ve Sosyal Politikalar
- Birlik Programları
Türkiye’nin AB Yolculuğunda Yeni Bir Sayfa
Bu projeler, Türkiye’nin Avrupa Birliği uyum sürecindeki çevresel, ekonomik ve sosyal hedeflere ulaşmasına katkı sağlayacak. Özellikle çevre ve iklim değişikliği, sürdürülebilir ulaşım ve enerji sektörlerinde yapılacak yatırımlar, ülkemizin sürdürülebilir kalkınma vizyonuna destek olacak.
Bu önemli gelişme hakkında daha fazla bilgi almak için Resmi Gazete kaynağına göz atabilir veya ilgili kurumların duyurularını takip edebilirsiniz.
Türkiye’nin Geleceğine Yön Veren Projeler
AB ile iş birliğinin yeni fırsatlarını yakalamak ve sürdürülebilir bir geleceği inşa etmek için IPA III Programı, Türkiye’nin önemli bir adımı olmaya devam ediyor.
İncelemeler
Kentsel Yeşil Alanların Sürdürülebilir Yönetimi: Geleceğin Şehirleri İçin Anahtar Yaklaşımlar

Günümüzde küresel ısınma ve iklim değişikliği, şehirlerimizi daha dirençli ve yaşanabilir hale getirmek için acil önlemler alınmasını gerektiriyor. Türkiye’de, özellikle büyük şehirlerde nüfus yoğunluğunun artması, yeşil alanların korunması ve sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesinin önemini artırıyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın hazırladığı “Kentsel Yeşil Alanların Sürdürülebilir Yönetimi” adlı çalışmada, bu önemli konuya dair dikkat çekici bilgiler ve öneriler yer alıyor.
İklim Değişikliği ve Şehirler: Sorunlar ve Çözümler
Küresel ölçekte şehirler, sera gazı emisyonlarının yaklaşık %75’inden sorumlu. Bu nedenle, kentsel yeşil alanların karbon yutakları olarak etkin bir şekilde yönetilmesi gerekiyor. Ağaçlandırma çalışmaları, yeşil çatı uygulamaları, parklar ve diğer yeşil altyapılar, şehirlerin karbon ayak izini azaltmada hayati bir rol oynuyor. Aynı zamanda, bu alanlar ekosistem hizmetleri sunarak biyolojik çeşitliliği destekliyor, hava ve su kalitesini iyileştiriyor.
Kentsel Yeşil Alanlar ve Ekolojik Denge
Kentsel yeşil alanların sürdürülebilir yönetimi, sadece çevresel değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal faydalar da sağlıyor. Bu alanlar:
Şehir sıcaklıklarını düşürerek enerji tüketimini azaltıyor.
Vatandaşların rekreasyon ihtiyaçlarını karşılıyor.
Toplumun psikolojik ve fiziksel sağlığına katkıda bulunuyor.
Özellikle, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini azaltmak için karbon depolama kapasitesine sahip ağaç türlerinin seçilmesi ve bu türlerin ekolojik dengeye katkı sağlaması büyük önem taşıyor.
Afetlere Dirençli Şehirler
Türkiye, deprem gibi doğal afetlere karşı hassas bir coğrafyada bulunuyor. Bu nedenle, kentsel yeşil alanların afet durumlarında toplanma ve barınma alanı olarak kullanılabilir şekilde planlanması gerekiyor. Özellikle yeşil alanlarda organik ve yumuşak tasarımlar, açık mekanlar ve sosyal etkileşime olanak sağlayan alanlar, afet sonrası psikolojik ve fiziksel iyileşme sürecini hızlandırabilir.
Kentsel Biyoçeşitlilik ve Doğal Türler
Kentsel alanlardaki doğal türlerin korunması ve kullanılması, hem ekolojik hem de estetik açıdan önemli. Doğal bitki türlerinin şehir peyzajına entegrasyonu, bakım maliyetlerini azaltırken çevresel faydaları da artırıyor. Ayrıca, bu türlerin yerel ekosisteme sağladığı katkılar, iklim değişikliği ile mücadelede kritik bir rol oynuyor.
Yeşil Altyapı Yaklaşımları
Çalışmada, yeşil altyapı kavramının kentsel sürdürülebilirlik için taşıdığı önem vurgulanıyor. Yeşil altyapılar:
- Suyun depolanması ve yönetimi,
- Şehirlerin soğutulması,
- Hava kirliliğinin azaltılması,
- Sosyal etkileşimin teşvik edilmesi gibi birçok fayda sağlıyor.
Bunların yanı sıra, yeşil altyapının karbon fiyatlama stratejileri ile entegre edilmesi, sürdürülebilir şehirler için etkili çözümler sunabilir.
İklim Dostu Peyzaj Tasarımı
Peyzaj tasarımında bitkilerin formu, rengi ve dokusu gibi özelliklerin insan psikolojisi üzerindeki etkileri büyük önem taşıyor. Örneğin, sakinleştirici bir etki yaratmak için yeşil ve mavi tonlarına ağırlık verilmesi öneriliyor. Aynı şekilde, insanların kendilerini daha güvende hissedeceği organik tasarımlar ve sosyal etkileşim alanları, psikolojik iyileşmeyi destekliyor.
Deprem Parkları ve Afet Yönetimi
Afet anında toplanma alanı olarak kullanılabilecek kentsel yeşil alanlar, hem barınma hem de sosyal etkileşim için önem taşıyor. Bu alanlarda, çocuklar için oyun alanları, spor alanları ve dinlenme mekanları gibi sosyal donatılara yer verilmesi, toplumsal dayanıklılığı artırabilir.
Sürdürülebilir Yönetim için Öneriler
Eşgüdüm ve İş Birliği: Kentsel yeşil alanların planlanması ve yönetiminde yerel yönetimler, akademisyenler ve sivil toplum kuruluşları arasında iş birliği sağlanmalı.
Doğal Türlerin Kullanımı: Bölgesel iklim ve toprak koşullarına uygun bitki türleri tercih edilmeli.
Yeşil Alan Envanteri: Kentsel yeşil alanların karbon depolama kapasiteleri hesaplanarak bir envanter oluşturulmalı.
Toplum Bilinci: Bireylerin yeşil alanlara olan duyarlılıklarını artırmak için eğitim programları düzenlenmeli.
Dijital Teknolojiler: Kentsel yeşil alanların yönetiminde dijital veri ve analiz sistemlerinden faydalanılmalı.
“Kentsel Yeşil Alanların Sürdürülebilir Yönetimi” çalışması, şehirlerin iklim değişikliği ile mücadeleye nasıl uyum sağlayabileceğine dair kapsamlı bir rehber sunuyor. Bu rehberdeki öneriler, şehirlerin daha yaşanabilir, dirençli ve çevre dostu bir yapıya dönüşmesine yardımcı olabilir. Kentsel yeşil alanlar, sadece bugünün değil, geleceğin de temel ihtiyacıdır. Bu nedenle, şehirlerimizde daha fazla yeşil alan yaratmak ve mevcut alanları korumak için hep birlikte çalışmalıyız.
İncelemeler
Isı Haritası Metodolojileri ve İklim Değişikliği Risk Değerlendirmesi

Isı Haritası Metodolojileri Oluşturulmasına İlişkin Rehber, bankalar, enerji, çimento, demir-çelik ve daha pek çok sektörde iklim değişikliği kaynaklı geçiş ve fiziksel risklerin değerlendirilmesine rehberlik eden kapsamlı bir dokümandır. Sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda düşük karbon ekonomisine geçiş ve iklim değişikliğine uyum konularında sektörel analizler sunar.
Bu rehber, karbon yoğun sektörlerdeki riskleri analiz ederek, uygun stratejik çözümler geliştirilmesine olanak tanır. Geçiş riskleri, düzenleyici değişikliklerden itibar yönetimine kadar uzanan geniş bir yelpazede değerlendirilmektedir. Özellikle enerji ve çimento sektörleri, fosil yakıt kaynaklı emisyonlar nedeniyle yüksek risk kategorisinde yer almaktadır.
Anahtar Noktalar:
- Geçiş Riski Değerlendirmeleri:
- Düzenlemeler (karbon fiyatlaması, şeffaflık gereklilikleri).
- Piyasa ve tüketici davranışlarındaki değişiklikler.
- Teknolojik dönüşümler (düşük karbon inovasyonları).
- İtibar riskleri (çevre dostu olmayan ürünlerin damgalanması).
- Sektörlere Özel Isı Haritaları:
- Enerji sektörü: Yenilenebilir enerji kaynaklarıyla düşük karbonlu üretime geçişte önemli fırsatlar sunarken, fosil yakıtlar yüksek emisyon maliyetleri oluşturuyor.
- Demir-çelik ve çimento sektörü: Karbon yoğunluğu yüksek, bu nedenle karbon yakalama teknolojileri ve alternatif yakıtlar kritik rol oynuyor.
- Tarım sektörü: İklim değişikliği kaynaklı verim kaybı ve emisyon azaltımı gereksinimleri ele alınıyor.
- Fiziksel Risk Değerlendirmeleri:
- İklim projeksiyonlarına dayalı sektörel kırılganlık analizleri.
- Coğrafi konumlara göre risk sınıflandırmaları.
- Doğal afet projeksiyonları ve hafifletme stratejileri.
- Inovasyon ve Teknoloji Kullanımı:
- Dijital ikiz teknolojileri ile üretim süreçlerinin optimizasyonu.
- Karbon yakalama, kullanma ve depolama teknolojileri (CCUS).
Neden Önemli?
Bu rehber, iş dünyası, yatırımcılar ve düzenleyiciler için riskleri azaltma ve fırsatları değerlendirme noktasında stratejik bir yol haritası sunuyor. Özellikle sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak isteyen sektörler için düşük karbonlu çözümler ön planda.
İlgili rehberin tam metnine. aşağıda yer alan link üzerinden ulaşabilirsiniz.
Isi_Haritasi_Metodolojileri_Olusturulmasina_Iliskin_Rehber
Görsel Prompt: “An interactive map showing climate risk zones categorized by sectors, with icons representing industries such as energy, cement, steel, agriculture, and transport. The map is visually striking with red, yellow, and green color gradients to indicate high, medium, and low risk zones. Overlays include renewable energy symbols like wind turbines and solar panels, alongside industrial factories emitting CO2, all under a futuristic and professional design.”
- İncelemeler8 yıl önce
Çevre Kirliliğinin Nedenleri
- İncelemeler9 yıl önce
Çevre Mühendisi Maaşları -2019
- Çevre Haberleri8 yıl önce
Çevre Sorunları Nelerdir?
- İncelemeler7 yıl önce
Radyasyonun Zararları Nelerdir?
- Atıksu Arıtımı8 yıl önce
Adsorpsiyon Nedir?
- İncelemeler9 yıl önce
Toprak Kirliliği Nedir?
- Çevre Haberleri8 yıl önce
Çevre Kirliliği ile İlgili Çizilmiş Resimler
- İncelemeler7 yıl önce
Hava Kirliliği Nedir?
Yorum yapabilmek için kullanıcı girişi yapmış olmalısınız. Kullanıcı Girişi