İletişimde Kalın

İncelemeler

Petrolün Çevreye Zararları Nelerdir?

Yayın Zamanı

tarih

Petrol ürünleri günümüz enerji ihtiyaçlarının karşılanmasında büyük bir paya sahiptir. Ayrıca petrol ve petrol türevli plastikler gibi birçok madde hayatımızın bir parçası haline gelmiştir. Bu nedenle tüm bu petrol ve petrol türevli ürünler gerek aranması, gerek çıkartılması gerekse üretimi sırasında çevreye pek çok olumsuz zararlar vermektedir. Bu etkiler her ne kadar anlık olarak ortaya çıkmasa da ilerleyen yıllarda bu etkiler daha net olarak görülmektedir. Bunlara örnek olarak petrol sahalarında meydana gelen petrol kirlilikleri, petrolün taşınması sırasında oluşan deniz kirliliği ve petrolden üretilen plastiklerin neden olduğu mikro plastikler verilebilir. Bu kapsamda öncelikle Petrolün Çevreye Zararları Nelerdir? sorusu aklımıza gelmektedir.

Petrol ve Petrol Türevli Ürünlerin Denizlere ve Okyanuslara  Zararları Nelerdir?

Petrol  organik maddelerin yüksek sıcaklık ve tüksek basınç altında binlerce yılda sıkışarak oluşturduğu  bir üründür. Petrol yer altında bulunduğu için  aranması ve çıkartılması zor bir yeraltı kaynağıdır. Petrol karasal alanlardan çıkartıldığı gibi deniz aşırı bölgelerden de çıkarılabilmektedir. Ham yada işlenmiş petrolün taşınması ise ucuz olması nedeni ile çoğunluğu deniz yolu ile yapılmaktadır. Deniz kirliliğinin temel sebeplerinden biride bu taşıma faaliyeti olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle kaza ve çarpışma sonucunda deniz ve okuyanlarımıza her yıl milyonlarca ton petrol sızmaktadır.

Atmosfere ve Sağlığa Etkileri Nelerdir?

Ayrıca petrolün tüketilmesi sonrasında uygun yanma şartlarının sağlanamamasından dolayı eksik yanma ile atmosfere kirletici potansiyeli yüksek emisyonlar yayılmakta bu emisyonlar uzun sürelere havada kalarak çeşitli kimyasal reaksiyonlar ile daha tehlikeli kirleticilere evrile bilmektedirler. Özellikle ozon (O3) ve PAN (peroksi asetil nitrat) ve PBN (peroksibenzol nitrat) gibi fotokimyasal oksidantlar da ikincil hava kirleticileri olarak tanımlanmaktadır. İkincil Hava Kirleticileri “Atmosfer bırakılan birincil hava kirleticileri ile atmosferde doğal olarak bulunan kimyasal maddelerin tepkimeye girmeleri sonucu oluşan hava kirleticileri.”

Taşıtlardan kaynaklanan petrol türevlerinin yanması sonucunda oluşan egzoz gazları hava kalitesini bozar. Oksijen miktarını azaltır ve insanların kaliteli hava solumasını engeller. Kalitesiz hava soluyan insanlar hastalık konusunda daha hassastırlar. Hava kirliliği genel olarak astım, kulak enfeksiyonları, bronşit akciğer ve boğaz enfeksiyonları, kalp krizi ve kanser gibi çok tehlikeli bir hastalığa zemin oluşturabilir.

Petrolün Çevreye Zararları Nelerdir?

Petrolün Çevreye Zararları Nelerdir?

Petrolün Çevresel Etkileri Nelerdir?

Petrol ve türevi ürünlerin çok çeşitli yollar ile atmosfere ulaşması ve akabinde ozan tabakasını incelmesine neden oldukları için iklim değişikliği konusunda önemlidirler. İklim değişikliği sıcaklık artışları ile buzulların erimesi ve anormal sıcaklık artışları ile doğal dengenin bozulmasına neden olmaktadır. İlk başlarda bu  sadece buzul ekosistemi için tehlike arz ediyormuş gibi görünse de tüm dünyayı tehdit ettiği son yıllarda açıkça görün bir geçektir. Kutuplardaki buzul kütlelerinin erimesi okyanus ve denizlerdeki su seviyesinin yükselmesine neden olmaktadır.

Ayrıca incelen ozon tabakası güneşten gelen radyoaktif ışınları daha az kırmakta ve artık engelleyemeyecek duruma gelmiştir. Bu değişimler neticesinde güneşten gelen ışınların çeşitli kanser hastalıklarının ortaya çıkmasına zemin hazırladığı değerlendirilmektedir.

Bizler bir birey olarak tüm bu petrol ve petrol türevli ürünlerin dünyamızı kirletmemesi için nasıl önlemler alabiliriz bunu düşünmemiz gerekmektedir. Öncelikle bireysel olarak düşük karbon tüketimli bir yaşam sürmek için;

  • Toplu taşıma araçları mümkünse bisiklet kullanmalıyız.
  • Petrolden ziyade yenilenebilir enerji kaynaklarını tercih etmeliyiz.
  • Düşük enerji tüketimi ürünleri tercih etmeliyiz.
  • Isı yalıtımlı binalarda oturmalı yada binamızın ısı yalıtımını yaptırmalıyız.
  • Ağaç dikerek ormanları artırmalıyız.
  • Petrol kaynaklı çevre kirliliği ile ilgili çevremizi bilgilendirmeliyiz.

Ayrıca bu yazının altına sizler kendi düşüncelerinizi yazarak daha başka neler yapabiliriz belirtirseniz bir katkıda sizden gelmiş olur.

Okumaya Devam
1 Yorum

1 Yorum

  1. Serkan KAYA

    4 Nisan 2018 at 4:40 pm

    Bunun gibi detaylı ve açıklayıcı Çevre Kirliliği hakkında yazı bulmak gerçekten zor ellerinize sağlık.

Yorum yapabilmek için kullanıcı girişi yapmış olmalısınız. Kullanıcı Girişi

Leave a Reply

İncelemeler

Türkiye için IPA III 2023 Eylem Programı Finansman Anlaşması Yürürlüğe Girdi!

Yayın Zamanı

tarih

Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki iş birliğinin önemli bir adımı olarak IPA III 2023 Yılı Eylem Programı Finansman Anlaşması yürürlüğe girdi. Bu kritik anlaşma, 16 Aralık 2024 tarihli ve 32754 sayılı Mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanarak 17 Aralık 2024 tarihinde resmen uygulamaya kondu.

Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Avrupa Birliği Başkanı Büyükelçi Mehmet Kemal Bozay ve Avrupa Komisyonu adına Güney Komşuluk Bölgesi ve Türkiye Direktörü Francisco Joaquin Gaztelu Mezquiriz tarafından imzalanan anlaşma, Türkiye’nin AB uyum sürecindeki mali desteklerini güçlendirecek.

208,6 Milyon Avro Bütçeyle 6 Ana Sektöre Destek

Toplam 208,6 milyon Avro bütçe ile hazırlanan bu anlaşma kapsamında, Avrupa Komisyonu tarafından Türkiye’ye aktarılacak fonlarla, 2021-2027 yıllarını kapsayan IPA III Programı altında yer alan projeler hayata geçirilecek. Finansman sağlanacak ana sektörler şunlardır:

  • Temel Haklar
  • Çevre ve İklim Değişikliği
  • Sürdürülebilir Ulaşım
  • Tarım ve Enerji
  • İstihdam, Eğitim ve Sosyal Politikalar
  • Birlik Programları

Türkiye’nin AB Yolculuğunda Yeni Bir Sayfa

Bu projeler, Türkiye’nin Avrupa Birliği uyum sürecindeki çevresel, ekonomik ve sosyal hedeflere ulaşmasına katkı sağlayacak. Özellikle çevre ve iklim değişikliği, sürdürülebilir ulaşım ve enerji sektörlerinde yapılacak yatırımlar, ülkemizin sürdürülebilir kalkınma vizyonuna destek olacak.

Bu önemli gelişme hakkında daha fazla bilgi almak için Resmi Gazete kaynağına göz atabilir veya ilgili kurumların duyurularını takip edebilirsiniz.

Türkiye’nin Geleceğine Yön Veren Projeler

AB ile iş birliğinin yeni fırsatlarını yakalamak ve sürdürülebilir bir geleceği inşa etmek için IPA III Programı, Türkiye’nin önemli bir adımı olmaya devam ediyor.

Okumaya Devam

İncelemeler

Kentsel Yeşil Alanların Sürdürülebilir Yönetimi: Geleceğin Şehirleri İçin Anahtar Yaklaşımlar

Yayın Zamanı

tarih

Günümüzde küresel ısınma ve iklim değişikliği, şehirlerimizi daha dirençli ve yaşanabilir hale getirmek için acil önlemler alınmasını gerektiriyor. Türkiye’de, özellikle büyük şehirlerde nüfus yoğunluğunun artması, yeşil alanların korunması ve sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesinin önemini artırıyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın hazırladığı “Kentsel Yeşil Alanların Sürdürülebilir Yönetimi” adlı çalışmada, bu önemli konuya dair dikkat çekici bilgiler ve öneriler yer alıyor.
İklim Değişikliği ve Şehirler: Sorunlar ve Çözümler

Küresel ölçekte şehirler, sera gazı emisyonlarının yaklaşık %75’inden sorumlu. Bu nedenle, kentsel yeşil alanların karbon yutakları olarak etkin bir şekilde yönetilmesi gerekiyor. Ağaçlandırma çalışmaları, yeşil çatı uygulamaları, parklar ve diğer yeşil altyapılar, şehirlerin karbon ayak izini azaltmada hayati bir rol oynuyor. Aynı zamanda, bu alanlar ekosistem hizmetleri sunarak biyolojik çeşitliliği destekliyor, hava ve su kalitesini iyileştiriyor.
Kentsel Yeşil Alanlar ve Ekolojik Denge

Kentsel yeşil alanların sürdürülebilir yönetimi, sadece çevresel değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal faydalar da sağlıyor. Bu alanlar:

Şehir sıcaklıklarını düşürerek enerji tüketimini azaltıyor.
Vatandaşların rekreasyon ihtiyaçlarını karşılıyor.
Toplumun psikolojik ve fiziksel sağlığına katkıda bulunuyor.

Özellikle, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini azaltmak için karbon depolama kapasitesine sahip ağaç türlerinin seçilmesi ve bu türlerin ekolojik dengeye katkı sağlaması büyük önem taşıyor.
Afetlere Dirençli Şehirler

Türkiye, deprem gibi doğal afetlere karşı hassas bir coğrafyada bulunuyor. Bu nedenle, kentsel yeşil alanların afet durumlarında toplanma ve barınma alanı olarak kullanılabilir şekilde planlanması gerekiyor. Özellikle yeşil alanlarda organik ve yumuşak tasarımlar, açık mekanlar ve sosyal etkileşime olanak sağlayan alanlar, afet sonrası psikolojik ve fiziksel iyileşme sürecini hızlandırabilir.
Kentsel Biyoçeşitlilik ve Doğal Türler

Kentsel alanlardaki doğal türlerin korunması ve kullanılması, hem ekolojik hem de estetik açıdan önemli. Doğal bitki türlerinin şehir peyzajına entegrasyonu, bakım maliyetlerini azaltırken çevresel faydaları da artırıyor. Ayrıca, bu türlerin yerel ekosisteme sağladığı katkılar, iklim değişikliği ile mücadelede kritik bir rol oynuyor.
Yeşil Altyapı Yaklaşımları

Çalışmada, yeşil altyapı kavramının kentsel sürdürülebilirlik için taşıdığı önem vurgulanıyor. Yeşil altyapılar:

  • Suyun depolanması ve yönetimi,
  • Şehirlerin soğutulması,
  • Hava kirliliğinin azaltılması,
  • Sosyal etkileşimin teşvik edilmesi gibi birçok fayda sağlıyor.

Bunların yanı sıra, yeşil altyapının karbon fiyatlama stratejileri ile entegre edilmesi, sürdürülebilir şehirler için etkili çözümler sunabilir.
İklim Dostu Peyzaj Tasarımı

Peyzaj tasarımında bitkilerin formu, rengi ve dokusu gibi özelliklerin insan psikolojisi üzerindeki etkileri büyük önem taşıyor. Örneğin, sakinleştirici bir etki yaratmak için yeşil ve mavi tonlarına ağırlık verilmesi öneriliyor. Aynı şekilde, insanların kendilerini daha güvende hissedeceği organik tasarımlar ve sosyal etkileşim alanları, psikolojik iyileşmeyi destekliyor.
Deprem Parkları ve Afet Yönetimi

Afet anında toplanma alanı olarak kullanılabilecek kentsel yeşil alanlar, hem barınma hem de sosyal etkileşim için önem taşıyor. Bu alanlarda, çocuklar için oyun alanları, spor alanları ve dinlenme mekanları gibi sosyal donatılara yer verilmesi, toplumsal dayanıklılığı artırabilir.
Sürdürülebilir Yönetim için Öneriler

Eşgüdüm ve İş Birliği: Kentsel yeşil alanların planlanması ve yönetiminde yerel yönetimler, akademisyenler ve sivil toplum kuruluşları arasında iş birliği sağlanmalı.
Doğal Türlerin Kullanımı: Bölgesel iklim ve toprak koşullarına uygun bitki türleri tercih edilmeli.
Yeşil Alan Envanteri: Kentsel yeşil alanların karbon depolama kapasiteleri hesaplanarak bir envanter oluşturulmalı.
Toplum Bilinci: Bireylerin yeşil alanlara olan duyarlılıklarını artırmak için eğitim programları düzenlenmeli.
Dijital Teknolojiler: Kentsel yeşil alanların yönetiminde dijital veri ve analiz sistemlerinden faydalanılmalı.

“Kentsel Yeşil Alanların Sürdürülebilir Yönetimi” çalışması, şehirlerin iklim değişikliği ile mücadeleye nasıl uyum sağlayabileceğine dair kapsamlı bir rehber sunuyor. Bu rehberdeki öneriler, şehirlerin daha yaşanabilir, dirençli ve çevre dostu bir yapıya dönüşmesine yardımcı olabilir. Kentsel yeşil alanlar, sadece bugünün değil, geleceğin de temel ihtiyacıdır. Bu nedenle, şehirlerimizde daha fazla yeşil alan yaratmak ve mevcut alanları korumak için hep birlikte çalışmalıyız.

İndirmeler: T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın hazırladığı Kentsel Yeşil Alanların Sürdürülebilir Yönetimi kitabı

 

Okumaya Devam

İncelemeler

Isı Haritası Metodolojileri ve İklim Değişikliği Risk Değerlendirmesi

Yayın Zamanı

tarih

Isı Haritası Metodolojileri Oluşturulmasına İlişkin Rehber, bankalar, enerji, çimento, demir-çelik ve daha pek çok sektörde iklim değişikliği kaynaklı geçiş ve fiziksel risklerin değerlendirilmesine rehberlik eden kapsamlı bir dokümandır. Sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda düşük karbon ekonomisine geçiş ve iklim değişikliğine uyum konularında sektörel analizler sunar.

Bu rehber, karbon yoğun sektörlerdeki riskleri analiz ederek, uygun stratejik çözümler geliştirilmesine olanak tanır. Geçiş riskleri, düzenleyici değişikliklerden itibar yönetimine kadar uzanan geniş bir yelpazede değerlendirilmektedir. Özellikle enerji ve çimento sektörleri, fosil yakıt kaynaklı emisyonlar nedeniyle yüksek risk kategorisinde yer almaktadır.

Anahtar Noktalar:

  1. Geçiş Riski Değerlendirmeleri:
    • Düzenlemeler (karbon fiyatlaması, şeffaflık gereklilikleri).
    • Piyasa ve tüketici davranışlarındaki değişiklikler.
    • Teknolojik dönüşümler (düşük karbon inovasyonları).
    • İtibar riskleri (çevre dostu olmayan ürünlerin damgalanması).
  2. Sektörlere Özel Isı Haritaları:
    • Enerji sektörü: Yenilenebilir enerji kaynaklarıyla düşük karbonlu üretime geçişte önemli fırsatlar sunarken, fosil yakıtlar yüksek emisyon maliyetleri oluşturuyor.
    • Demir-çelik ve çimento sektörü: Karbon yoğunluğu yüksek, bu nedenle karbon yakalama teknolojileri ve alternatif yakıtlar kritik rol oynuyor.
    • Tarım sektörü: İklim değişikliği kaynaklı verim kaybı ve emisyon azaltımı gereksinimleri ele alınıyor.
  3. Fiziksel Risk Değerlendirmeleri:
    • İklim projeksiyonlarına dayalı sektörel kırılganlık analizleri.
    • Coğrafi konumlara göre risk sınıflandırmaları.
    • Doğal afet projeksiyonları ve hafifletme stratejileri.
  4. Inovasyon ve Teknoloji Kullanımı:
    • Dijital ikiz teknolojileri ile üretim süreçlerinin optimizasyonu.
    • Karbon yakalama, kullanma ve depolama teknolojileri (CCUS).

Neden Önemli?

Bu rehber, iş dünyası, yatırımcılar ve düzenleyiciler için riskleri azaltma ve fırsatları değerlendirme noktasında stratejik bir yol haritası sunuyor. Özellikle sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak isteyen sektörler için düşük karbonlu çözümler ön planda.

İlgili rehberin tam metnine.  aşağıda yer alan link üzerinden ulaşabilirsiniz.

Isi_Haritasi_Metodolojileri_Olusturulmasina_Iliskin_Rehber

 

Görsel Prompt: “An interactive map showing climate risk zones categorized by sectors, with icons representing industries such as energy, cement, steel, agriculture, and transport. The map is visually striking with red, yellow, and green color gradients to indicate high, medium, and low risk zones. Overlays include renewable energy symbols like wind turbines and solar panels, alongside industrial factories emitting CO2, all under a futuristic and professional design.”

Okumaya Devam

Trend

Copyright © 2024 Çevre Portal Türkiye'nin Sürdürülebilir, İlkim Dostu İş ve Sosyal Medya Ağı