Anasayfa Blog İncelemeler Yapay Zeka Ekonomik ve Çevresel Etkilerin Üstesinden Gelmeye Nasıl Yardımcı Olabilir?
Yapay Zeka Ekonomik ve Çevresel Etkilerin Üstesinden Gelmeye Nasıl Yardımcı Olabilir?

Yapay Zeka Ekonomik ve Çevresel Etkilerin Üstesinden Gelmeye Nasıl Yardımcı Olabilir?

Ölçmediğiniz şeyi yönetemezsiniz, der eski iş atasözü. Bu, dünya iklim değişikliği, doğa ve biyolojik çeşitlilik kaybı, kirlilik ve atıklardan oluşan bir kriz ile karşı karşıya olduğu için bugün bu ata sözü bizlere her zamankinden daha anlamlı geliyor.

Günümüzde gelişen bilgisayar teknolojileri ucuzlayan depolama maliyetleri bizlere her zamankinden daha fazla iklim verisi sunmaktadır, ancak bu verilere nasıl erişildiği, yorumlandığı ve bunlara göre hareket edildiği, çevresel ve iklim krizlerini yönetmek için çok önemlidir. Bu başlam da elde ettiğimiz verilerin işlenmesi ve anlamlandırılarak ileriye dönük olarak projeksiyon oluşturulması noktasında Yapay Zekadır (AI) çok önemli bir araç olarak karşımıza çıkmaktadır.

Peki, Yapay Zeka (AI) tam olarak ne anlama geliyor?

Birleşmiş Milletler Çevre Programı’nın (UNEP) Dijital Dönüşüm alt birimi koordinatörü David Jensen, “AI, tipik olarak insan zekası gerektiren görevleri yerine getiren ve topladıkları bilgilere göre zaman içinde yinelemeli olarak kendilerini geliştirebilen sistemler veya makineler anlamına gelir” ifadeleri ile durumu genel olarak açıklamış olsa da biz durumu biraz daha irdeleyerek Yapay Zekanın Çevresel Etkilerin nasıl üstesinden gelebileceğini değerlendireceğiz.

Günümüzde, yapay zeka, enerji verimli binalar tasarlamaktan ormansızlaşmayı izlemeye ve yenilenebilir enerji dağıtımını optimize etmeye kadar çevresel zorluklarla mücadelede rol oynayabileceği çeşitli alanların altını çiziyor. Bu durum, küresel emisyonların uydu izlemesi gibi büyük ölçekte veya akıllı bir evin belirli bir süre sonra ışıkları veya ısıyı otomatik olarak kapatması gibi daha ayrıntılı bir ölçekte olabilir.

Gerçek Zamanlı Analiz

UNEP’in 2022’de başlatılan Dünya Çevre Durum Odası (WESR), yapay zekanın karmaşık, çok yönlü veri kümelerini analiz etme yeteneklerinden yararlanan tek bir dijital platformdur.

Bir ortaklar konsorsiyumu tarafından desteklenen WESR, CO2 atmosferik konsantrasyonu, buzul kütlesindeki değişiklikler ve deniz seviyesinin yükselmesi dahil olmak üzere birçok faktör hakkında gerçek zamanlıya yakın analiz ve gelecek tahminleri hakkında bilgi vermek için mevcut en iyi yer gözlemi ve sensör verilerini derler, toplar ve görselleştirir.

WESR, verileri devlet dairelerine, sınıflara, belediye başkanlarının ofislerine ve toplantı salonlarına aktaran, kullanıcı dostu, talebe dayalı bir platform olacak şekilde geliştiriliyor. Kararları bilgilendirmek ve şeffaflığı yönlendirmek için güvenilir, güvenilir ve bağımsız verilere ihtiyacımız var ve WESR bunu sağlıyor.

Zamanla amaç, WESR’nin dünya gezegeni için tüm hayati çevresel göstergelerimizin eylemleri yönlendirmek için sorunsuz bir şekilde izlenebildiği bir görev kontrol merkezi haline gelmesidir.

Bu noktada ülkemizde de çevresel verileri analiz ederek analiz sonuçlarının çevresel eylemlere yada politikalara dönüştürülmesi amacı ile yeni girşimlerin yapılması ve Yapay Zeka Destekli Çevresel Görev Merkezinin en kısa sürede faliyete geçirilmesi çok önemlidir.

Metan emisyonlarının izlenmesi

WESR dijital ekosistemindeki UNEP liderliğindeki girişimlerden biri, metan emisyonlarını izleme ve azaltma yaklaşımında devrim yaratmak için yapay zekadan yararlanan Uluslararası Metan Emisyonları Gözlemevi’dir (IMEO).

Platform, ampirik olarak doğrulanmış metan emisyonlarının küresel bir kamu veri tabanı olarak çalışır. Veriye dayalı kararları bilgilendirmek için bu verileri bilim, şeffaflık ve politika konusundaki eylemlerle stratejik olarak birbirine bağlamak için yapay zekadan yararlanır.

IMEO’nun teknolojisi, ampirik olarak doğrulanmış metan emisyonlarının benzeri görülmemiş bir doğruluk ve ayrıntı düzeyinde küresel bir kamu kaydı oluşturmak için çeşitli metan emisyonları veri akışlarını toplanmasına ve entegre edilmesine olanak tanıyor.

Özellikle enerji sektörünün metan emisyonlarını azaltmak, iklim ısınmasının etkilerini sınırlamanın en hızlı, en uygulanabilir ve uygun maliyetli yollarından biridir ve güvenilir veri odaklı eylem, bu azalmaların sağlanmasında büyük rol oynayacağı değerlendirilmektedir.

Sınırda Karbon Vergisi ve Yapay Zeka

Yapay Zeka ile ilgili konular tartışılırken en önemli ihracat pazarımız olan Avrupa Birliği’nde (AB) iklim değişikliği merkezli ciddi gelişmeler yaşanıyor. Süreç Paris Anlaşması ve buna bağlı Avrupa Yeşil Mutabakatı (Europe Green Deal) ile başladı ama burada duracak gibi görünmüyor. AB tarafının, 2050’ye kadar karbon salınımının nötr olması hedefini bağlayıcı bir şekilde AB müktesebatına dahil etmesi bekleniyor. Bu kapsamda, ileri seviyeye çıkarılacak emisyon azalımı önlemleri nedeniyle yoğun enerji üretiminin AB sınırları dışına çıkmasının (karbon kaçağı/carbon leakage) ve bunun sonucunda AB ekonomisinin negatif etkilenmesinin önlenmesi için “Sınırda Karbon Vergisi Uygulaması” (Carbon Border Adjustment Mechanism – CBAM) hayata geçiriliyor.

Yeni uygulamaya göre ihracatçıların ülkelerinden Sınırda Karbon Uygulaması sertifikası almaları ve her yılın 31 Mayıs’ında, önceki sene AB’ye ihraç ettikleri ürün tonu ve yarattıkları seragazı emisyonunu ibraz etmeleri gerekiyor. Teknik olarak AB’ye ihraçta bulunan tüm AB dışı ülkeler vergi sistemine tabi olacak.

Taslak olarak yayınlanan Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (CBAM) Yönetmeliği’nin, 1 Ocak 2023’te yürürlüğe girmesi planlanıyordu, ancak 31 Aralık 2025’e kadar da bir geçiş dönemi yoluyla CBAM’nin aşamalı olarak uygulanması hedefleniyordu. 13 Aralık 2022’de Avrupa Parlamentosu, Sınırda Karbon Vergisini (CBAM) uygulamak için Avrupa Birliği Konseyi (AB) ile geçici bir anlaşmaya vardı. Bu kapsamda uygulamanın 1 Ekim 2023 trihine ertelendi.

Mevcut yönetmeliğin 1 sayılı listesinde CBAM tatbik edilecek ürünlere yer veriliyor. Bu ürünler şu anda ;

1- Çimento,

2- Demir-çelik,

3- Alüminyum,

4-Gübre

5- Elektrik

başlıklarını kapsasa da, Avrupa Komisyonu’na göre bunlar yüksek bir karbon emisyon riski içeren ürün grupları. Ancak son düzenleme ile yukarıdaki listeye tabloya hidrojen de ekleniyor.

CBAM’nin kapsamı, geçiş döneminin bitiminden önce değerlendirilmesi planlanıyor ve kapsamın 2030 yılına kadar potansiyel olarak AB ETS kapsamındaki tüm malları kapsaması;

1- Madeni yağ ürünleri,

2- Kireç,

3- Cam, s

4- Seramik,

5-Kağıt hamuru,

6- Kağıt, karton,

7- Asitler,

8- Toplu organik kimyasallar,

gibi ürünlerinde kapsama alaınması söz konusu.

Değerlendirme

Bu noktada işerin ciddeleşmesi ve Avrupa Birliğine ihracatımızın vergilendirilmesi ile üreticilerimizin global pazarda rekabet şansını koruması ve ticaretlerini sürdüre bilmesi için bu konuda ciddi çalışmaların yapılması gerekmektedir.

Yapay zelkanın enerji verimlilği ve karbon emisyon azaltımı konularında elimizde hammade temini ve üretim verileri ile entegre ederek yeni yol haritları dinmek ve iş süreçlerinin optimize edilmesi kaçınılmaz bir hal almıştır. Bu noktada yeni girişimlerin çıkması ve ihracatçılarımızı rahatlatacak çözümlerin üzeretilmesi gerekmektedir.

Sizlerind ebu kouda fikirleri ve katkıları bizler için çok önemlidir. Yorumlar kısmından yorum yaparak katkı sağlarsanız bu katkılar doğrultusunda içeriğin güncelelenrek geliştrilmesi sağlanacaktır. Vaktiniz çin teşekkürler.

 

Yorum Yap

Bilgilendirme e-postası almak için eposta listesine üye olun!

© 2022 Çevre Portal, Çevre İş ve Sosyal Ağı