İncelemeler
Gürültü Kirliliği

Gürültü kirliliğini kısaca tanımlamamız gerekirse, sesin insanlar üzerinde rahatsız edici boyutlara ulaşarak, fiziksel ve psikolojik olarak olumsuz etkilere neden olma durumudur.
Gürültü kirliliğinin günümüz çevre sorunlarının başında gelmesinin temel nedeni metropol hayatı süren milyonlarca insanın bu kirlik ile sık sık karşı karşıya gelmesidir.Özellikle metropollerde gürültü kirliliği yoğun olarak hissedilmektedir. Bu alanlarda yaşanan gürültü kirliliği başta kara taşıtları olmak üzere, trafik, korna sesleri,mücavir sınırlar içerisindeki çeşitli endüstri tesisleri, konut alanlarındaki eğlence yerleri, yol bakım ve onarım çalışmaları, inşaat ve onarım faaliyetleri, hava yolu, demiryolu, limanlardan ve havalimanları da gürültü kirliğine neden olan faaliyetler arasında sayılabilir. Ayrıca özellikle yaz aylarında sokak aralarında yapılan sokak düğünleri ise başlı başına ayrı bir kirlilik olarak karşımıza çıkmaktadır.
Tüm bu gürültü kaynaklarından çevreye yayılan sesin belirli bir seviyenin üzerine çıkması ile gürültü kirliliği oluşmaktadır. Gürültü kirliliğine maruz kalınması sonucu ise, insanların işitme sağlığı ve algılama yetileri olumsuz etkilenmekte ayrıca fizyolojik ve psikolojik dengeleri bozulmaktadır. İş yerlerinde maruz kalınan gürültü ise iş veriminin düşmesine neden olmaktadır.
Gürültünün insanlar üzerindeki etkisi genel olarak dört kategoride incelenmektedir;
1.Fiziksel Etkileri: Geçici veya sürekli işitme bozuklukları gibi fiziksel sağlık etkileri.
2.Fizyolojik Etkileri: Kan basıncının artması, dolaşım bozuklukları, solunumda hızlanma, kalp atışlarında yavaşlama, ani refleks gibi fizyolojik etkiler.
3.Psikolojik Etkileri: Davranış bozuklukları, aşırı sinirlilik ve stres.
4.Performans Etkileri: İş veriminin düşmesi, konsantrasyon bozukluğu, hareketlerin yavaşlaması.
Gürültünün insana vereceği zararın derecesi maruz kalınan gürültü derecesi ile maruz kalma süresi ile ilgilidir. Her ne kadar ses ile gürültü arasındaki fark insandan insana değişse de, gürültünün tanımlanabilmesi için etkilerine göre bazı aralıklar belirlenmiştir. Bu aralıklar aşağıda yer alan tabloda verilmiştir.
Desibel Oranları | Gürültü Düzeyi |
0-30 desibel arası | Çok Sessiz |
30-50 desibel arası | Sessiz |
50-60 desibel arası | Orta Derecede Gürültülü |
60-70 desibel arası | Gürültülü |
70-80 desibel arası | Çok Gürültülü |
Çalışma hayatında gürültü çalışma verimini etkilediği gibi, meslek hastalıklarının yaklaşık %10’u da gürültü sonucu meydana gelen işitme kaybı nedeni ile gerçekleşmektedir.
Gürültü Kaynakları
Gürültü Kaynakları
A. Seslerin doğuş biçimlerine göre gürültü kaynakları Akustik kirlilik oluşturan gürültüler; kaynak ve alıcıların bir çevredeki konumuna ve yayılma yollarına bağlı olarak iki grupta incelebilir:
1. Yapı dışı gürültüler
Yapıların dışında yer alan kaynaklardan üretilen ve gerek yapı içindeki hacimleri ve gerekse de yapı dışındaki açık alanları kullanan kişileri etkileyen gürültülerdir. Bunlar da şu şekilde gruplandırılabilir:
- Ulaşım gürültüleri (Karayolu, denizyolu, demiryolu, uçak ve havaalanı gürültüleri)
- Endüstri gürültüleri (araç, gereç ve makineler ile işyerlerindeki çeşitli faaliyetlerden doğan gürültüler)
- Yapım (şantiye) gürültüleri (yol ve bina yapım işlerinin ve yapım makinelerinin gürültüleri)
- İnsan etkinliklerine ilişkin gürültüler (yüksek sesle konuşma, spor ve atış alanları, müzik sesleri vb)
- Eğlence ve ticari amaçlı gürültüler (açık hava sinemaları, eğlence yerleri, reklam ve propagandalar gibi)
2. Yapı içi gürültüler
Yapıların içinde yer alan kaynaklardan doğan seslerdir.
- Konuşma, yürüme ve yükseltilmiş müzik sesleri,
- Darbe ve eşya sürtünmeleri ile ev araçlarının gürültüleri
- Büro ve garaj gibi yapı içinde yer alan her türlü işyerinden gelen gürültüler
- Çeşitli makine ve donanımların gürültüleri (asansör, tesisat v.b.)
B. Akustik yönden gürültü kaynakları
1. Noktasal gürültü kaynakları
Gürültü kaynağı ile gürültüden etkilenen hassas durumdaki alıcı arasındaki mesafenin kaynağın en büyük boyutunun 2 katından büyük olduğu durumda değerlendirilen kaynak noktasal kaynak olarak ele alınmaktadır. (TS ISO 9613-2) Diğer bir deyişle, boyutları ürettiği sesin dalga boyundan çok büyük olan ve her yöne eşit olarak dağıtım yapan (küresel) kaynaklardır. Fiziksel açıdan sabit veya statik olabilirler. Bir yörede yer alan ve alıcılara yeterince uzak olan bir tek eğlence yeri bu gruba örnek verilebilir.
2. Çizgisel gürültü kaynakları
Birden fazla noktasal kaynağın aynı doğrultu üzerinde yan yana bulunması durumu ile oluşan kaynak çizgisel kaynak olarak ele alınmaktadır. Alıcının konumu, alıcı ile kaynak arasındaki mesafe ve kaynak uzunluğuna bağlı olarak işlek bir yol, yan yana yer alan ve aynı alıcıyı etkileyen çok sayıdaki eğlence yerleri bu gruba örnek verilebilir.
3. Alansal (düzlemsel) gürültü kaynakları
Bir düzlem üzerinde yer alan gürültü kaynakları alansal kaynak olarak ele alınmaktadır. Alıcı noktaya yakın olan bir eğlence yeri bu gruba örnek verilebilir.
İncelemeler
Türkiye için IPA III 2023 Eylem Programı Finansman Anlaşması Yürürlüğe Girdi!

Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki iş birliğinin önemli bir adımı olarak IPA III 2023 Yılı Eylem Programı Finansman Anlaşması yürürlüğe girdi. Bu kritik anlaşma, 16 Aralık 2024 tarihli ve 32754 sayılı Mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanarak 17 Aralık 2024 tarihinde resmen uygulamaya kondu.
Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Avrupa Birliği Başkanı Büyükelçi Mehmet Kemal Bozay ve Avrupa Komisyonu adına Güney Komşuluk Bölgesi ve Türkiye Direktörü Francisco Joaquin Gaztelu Mezquiriz tarafından imzalanan anlaşma, Türkiye’nin AB uyum sürecindeki mali desteklerini güçlendirecek.
208,6 Milyon Avro Bütçeyle 6 Ana Sektöre Destek
Toplam 208,6 milyon Avro bütçe ile hazırlanan bu anlaşma kapsamında, Avrupa Komisyonu tarafından Türkiye’ye aktarılacak fonlarla, 2021-2027 yıllarını kapsayan IPA III Programı altında yer alan projeler hayata geçirilecek. Finansman sağlanacak ana sektörler şunlardır:
- Temel Haklar
- Çevre ve İklim Değişikliği
- Sürdürülebilir Ulaşım
- Tarım ve Enerji
- İstihdam, Eğitim ve Sosyal Politikalar
- Birlik Programları
Türkiye’nin AB Yolculuğunda Yeni Bir Sayfa
Bu projeler, Türkiye’nin Avrupa Birliği uyum sürecindeki çevresel, ekonomik ve sosyal hedeflere ulaşmasına katkı sağlayacak. Özellikle çevre ve iklim değişikliği, sürdürülebilir ulaşım ve enerji sektörlerinde yapılacak yatırımlar, ülkemizin sürdürülebilir kalkınma vizyonuna destek olacak.
Bu önemli gelişme hakkında daha fazla bilgi almak için Resmi Gazete kaynağına göz atabilir veya ilgili kurumların duyurularını takip edebilirsiniz.
Türkiye’nin Geleceğine Yön Veren Projeler
AB ile iş birliğinin yeni fırsatlarını yakalamak ve sürdürülebilir bir geleceği inşa etmek için IPA III Programı, Türkiye’nin önemli bir adımı olmaya devam ediyor.
İncelemeler
Kentsel Yeşil Alanların Sürdürülebilir Yönetimi: Geleceğin Şehirleri İçin Anahtar Yaklaşımlar

Günümüzde küresel ısınma ve iklim değişikliği, şehirlerimizi daha dirençli ve yaşanabilir hale getirmek için acil önlemler alınmasını gerektiriyor. Türkiye’de, özellikle büyük şehirlerde nüfus yoğunluğunun artması, yeşil alanların korunması ve sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesinin önemini artırıyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın hazırladığı “Kentsel Yeşil Alanların Sürdürülebilir Yönetimi” adlı çalışmada, bu önemli konuya dair dikkat çekici bilgiler ve öneriler yer alıyor.
İklim Değişikliği ve Şehirler: Sorunlar ve Çözümler
Küresel ölçekte şehirler, sera gazı emisyonlarının yaklaşık %75’inden sorumlu. Bu nedenle, kentsel yeşil alanların karbon yutakları olarak etkin bir şekilde yönetilmesi gerekiyor. Ağaçlandırma çalışmaları, yeşil çatı uygulamaları, parklar ve diğer yeşil altyapılar, şehirlerin karbon ayak izini azaltmada hayati bir rol oynuyor. Aynı zamanda, bu alanlar ekosistem hizmetleri sunarak biyolojik çeşitliliği destekliyor, hava ve su kalitesini iyileştiriyor.
Kentsel Yeşil Alanlar ve Ekolojik Denge
Kentsel yeşil alanların sürdürülebilir yönetimi, sadece çevresel değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal faydalar da sağlıyor. Bu alanlar:
Şehir sıcaklıklarını düşürerek enerji tüketimini azaltıyor.
Vatandaşların rekreasyon ihtiyaçlarını karşılıyor.
Toplumun psikolojik ve fiziksel sağlığına katkıda bulunuyor.
Özellikle, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini azaltmak için karbon depolama kapasitesine sahip ağaç türlerinin seçilmesi ve bu türlerin ekolojik dengeye katkı sağlaması büyük önem taşıyor.
Afetlere Dirençli Şehirler
Türkiye, deprem gibi doğal afetlere karşı hassas bir coğrafyada bulunuyor. Bu nedenle, kentsel yeşil alanların afet durumlarında toplanma ve barınma alanı olarak kullanılabilir şekilde planlanması gerekiyor. Özellikle yeşil alanlarda organik ve yumuşak tasarımlar, açık mekanlar ve sosyal etkileşime olanak sağlayan alanlar, afet sonrası psikolojik ve fiziksel iyileşme sürecini hızlandırabilir.
Kentsel Biyoçeşitlilik ve Doğal Türler
Kentsel alanlardaki doğal türlerin korunması ve kullanılması, hem ekolojik hem de estetik açıdan önemli. Doğal bitki türlerinin şehir peyzajına entegrasyonu, bakım maliyetlerini azaltırken çevresel faydaları da artırıyor. Ayrıca, bu türlerin yerel ekosisteme sağladığı katkılar, iklim değişikliği ile mücadelede kritik bir rol oynuyor.
Yeşil Altyapı Yaklaşımları
Çalışmada, yeşil altyapı kavramının kentsel sürdürülebilirlik için taşıdığı önem vurgulanıyor. Yeşil altyapılar:
- Suyun depolanması ve yönetimi,
- Şehirlerin soğutulması,
- Hava kirliliğinin azaltılması,
- Sosyal etkileşimin teşvik edilmesi gibi birçok fayda sağlıyor.
Bunların yanı sıra, yeşil altyapının karbon fiyatlama stratejileri ile entegre edilmesi, sürdürülebilir şehirler için etkili çözümler sunabilir.
İklim Dostu Peyzaj Tasarımı
Peyzaj tasarımında bitkilerin formu, rengi ve dokusu gibi özelliklerin insan psikolojisi üzerindeki etkileri büyük önem taşıyor. Örneğin, sakinleştirici bir etki yaratmak için yeşil ve mavi tonlarına ağırlık verilmesi öneriliyor. Aynı şekilde, insanların kendilerini daha güvende hissedeceği organik tasarımlar ve sosyal etkileşim alanları, psikolojik iyileşmeyi destekliyor.
Deprem Parkları ve Afet Yönetimi
Afet anında toplanma alanı olarak kullanılabilecek kentsel yeşil alanlar, hem barınma hem de sosyal etkileşim için önem taşıyor. Bu alanlarda, çocuklar için oyun alanları, spor alanları ve dinlenme mekanları gibi sosyal donatılara yer verilmesi, toplumsal dayanıklılığı artırabilir.
Sürdürülebilir Yönetim için Öneriler
Eşgüdüm ve İş Birliği: Kentsel yeşil alanların planlanması ve yönetiminde yerel yönetimler, akademisyenler ve sivil toplum kuruluşları arasında iş birliği sağlanmalı.
Doğal Türlerin Kullanımı: Bölgesel iklim ve toprak koşullarına uygun bitki türleri tercih edilmeli.
Yeşil Alan Envanteri: Kentsel yeşil alanların karbon depolama kapasiteleri hesaplanarak bir envanter oluşturulmalı.
Toplum Bilinci: Bireylerin yeşil alanlara olan duyarlılıklarını artırmak için eğitim programları düzenlenmeli.
Dijital Teknolojiler: Kentsel yeşil alanların yönetiminde dijital veri ve analiz sistemlerinden faydalanılmalı.
“Kentsel Yeşil Alanların Sürdürülebilir Yönetimi” çalışması, şehirlerin iklim değişikliği ile mücadeleye nasıl uyum sağlayabileceğine dair kapsamlı bir rehber sunuyor. Bu rehberdeki öneriler, şehirlerin daha yaşanabilir, dirençli ve çevre dostu bir yapıya dönüşmesine yardımcı olabilir. Kentsel yeşil alanlar, sadece bugünün değil, geleceğin de temel ihtiyacıdır. Bu nedenle, şehirlerimizde daha fazla yeşil alan yaratmak ve mevcut alanları korumak için hep birlikte çalışmalıyız.
İncelemeler
Isı Haritası Metodolojileri ve İklim Değişikliği Risk Değerlendirmesi

Isı Haritası Metodolojileri Oluşturulmasına İlişkin Rehber, bankalar, enerji, çimento, demir-çelik ve daha pek çok sektörde iklim değişikliği kaynaklı geçiş ve fiziksel risklerin değerlendirilmesine rehberlik eden kapsamlı bir dokümandır. Sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda düşük karbon ekonomisine geçiş ve iklim değişikliğine uyum konularında sektörel analizler sunar.
Bu rehber, karbon yoğun sektörlerdeki riskleri analiz ederek, uygun stratejik çözümler geliştirilmesine olanak tanır. Geçiş riskleri, düzenleyici değişikliklerden itibar yönetimine kadar uzanan geniş bir yelpazede değerlendirilmektedir. Özellikle enerji ve çimento sektörleri, fosil yakıt kaynaklı emisyonlar nedeniyle yüksek risk kategorisinde yer almaktadır.
Anahtar Noktalar:
- Geçiş Riski Değerlendirmeleri:
- Düzenlemeler (karbon fiyatlaması, şeffaflık gereklilikleri).
- Piyasa ve tüketici davranışlarındaki değişiklikler.
- Teknolojik dönüşümler (düşük karbon inovasyonları).
- İtibar riskleri (çevre dostu olmayan ürünlerin damgalanması).
- Sektörlere Özel Isı Haritaları:
- Enerji sektörü: Yenilenebilir enerji kaynaklarıyla düşük karbonlu üretime geçişte önemli fırsatlar sunarken, fosil yakıtlar yüksek emisyon maliyetleri oluşturuyor.
- Demir-çelik ve çimento sektörü: Karbon yoğunluğu yüksek, bu nedenle karbon yakalama teknolojileri ve alternatif yakıtlar kritik rol oynuyor.
- Tarım sektörü: İklim değişikliği kaynaklı verim kaybı ve emisyon azaltımı gereksinimleri ele alınıyor.
- Fiziksel Risk Değerlendirmeleri:
- İklim projeksiyonlarına dayalı sektörel kırılganlık analizleri.
- Coğrafi konumlara göre risk sınıflandırmaları.
- Doğal afet projeksiyonları ve hafifletme stratejileri.
- Inovasyon ve Teknoloji Kullanımı:
- Dijital ikiz teknolojileri ile üretim süreçlerinin optimizasyonu.
- Karbon yakalama, kullanma ve depolama teknolojileri (CCUS).
Neden Önemli?
Bu rehber, iş dünyası, yatırımcılar ve düzenleyiciler için riskleri azaltma ve fırsatları değerlendirme noktasında stratejik bir yol haritası sunuyor. Özellikle sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak isteyen sektörler için düşük karbonlu çözümler ön planda.
İlgili rehberin tam metnine. aşağıda yer alan link üzerinden ulaşabilirsiniz.
Isi_Haritasi_Metodolojileri_Olusturulmasina_Iliskin_Rehber
Görsel Prompt: “An interactive map showing climate risk zones categorized by sectors, with icons representing industries such as energy, cement, steel, agriculture, and transport. The map is visually striking with red, yellow, and green color gradients to indicate high, medium, and low risk zones. Overlays include renewable energy symbols like wind turbines and solar panels, alongside industrial factories emitting CO2, all under a futuristic and professional design.”
- İncelemeler8 yıl önce
Çevre Kirliliğinin Nedenleri
- İncelemeler9 yıl önce
Çevre Mühendisi Maaşları -2019
- Çevre Haberleri8 yıl önce
Çevre Sorunları Nelerdir?
- İncelemeler7 yıl önce
Radyasyonun Zararları Nelerdir?
- Atıksu Arıtımı8 yıl önce
Adsorpsiyon Nedir?
- İncelemeler9 yıl önce
Toprak Kirliliği Nedir?
- Çevre Haberleri8 yıl önce
Çevre Kirliliği ile İlgili Çizilmiş Resimler
- İncelemeler7 yıl önce
Hava Kirliliği Nedir?
Yorum yapabilmek için kullanıcı girişi yapmış olmalısınız. Kullanıcı Girişi